CTP Parti Meclisi son siyasal gelişmeler ve özellikle Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Temmuz etkinlikleri çerçevesinde ülkemize yapacağı ziyaretle ilgili geniş bir değerlendirme yaparak aşağıdaki tespit ve kararları üretmiştir.
1- Kıbrıs Türk halkının bu adadaki tarihsel varlığının ve verdiği uzun soluklu varoluş mücadelesinin temelinde ‘özne olmak’ vardır. Bugün verilen kendi ayakları üzerinde durma ve ülkeyi kendi yasama, yürütüme, yargı organlarımızın kararları doğrultusunda yönetme kararlılığı da, BMGK kararları çerçevesinde kurulacak bir federasyonda “siyasi eşitlik” ilkesinin olmazsa olmaz nitelikte kabul edilmesi de Kıbrıslı Türkleri “özne” kılma tarihsel sorumluluğunun doğrudan sonuçlarıdır.
2- Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki tarihsel, kültürel ve hukuki bağlar son derece önemlidir. İlişkilerin kurumsallaşarak, karşılıklı, saygı, sevgi, yarar çerçevesinde şekillenmesi ve bu çerçevede güçlendirilmesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve halkıyla dayanışma ve işbirliği Kıbrıslı Türkler için değerlidir ve Kıbrıs Türk halkı gibi CTP de bu konularda son derece hassastır.
3- Kıbrıs sorunu kaynaklı ambargolar, izolasyonlar ve adadaki statüko nedeniyle Kıbrıs Türk Halkı’nın çok uzun bir süredir ağır bedeller ödemekte olduğu açıktır.
4- Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türklere her alanda destek verdiği de bilinen bir gerçektir.
5- Tüm bu ve benzeri veriler ışığında Kıbrıslı Türkler ile Türkiye arasında ister çözümsüzlük ve izole edilmişlik koşullarında, isterse olası bir çözüm sonrasında karşılıklı sevgi, saygı ve eşitlik prensibine dayalı bir ilişkinin sürdürülmesi gereklidir.
6- CTP Parti Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasındaki ilişki biçiminin doğru zeminden kaydığı ve bu şekliyle sürdürülebilir ve iki devlet ve iki halk arasındaki karşılıklı saygı, sevgi, işbirliği ve dayanışmanın yararına olmadığı görüşündedir. Özellikle KKTC iç politikasına, demokrasisine ve yönetimine yönelik müdahaleler Kıbrıslı Türklerin kendilerini bu adada “özne” kılma mücadeleleri çerçevesinde kabul edilemezdir. Türkiye ile ilişkilerdeki bu durum, Kıbrıslı Türklerin toplumlar arası müzakere masasında ve bir parçası olmaya çalıştığı uluslararası camiada hakkı olan statü çerçevesinde değerlendirilmesine de yarar sağlamamaktadır.
7- 1970 yılında kurulan CTP, kurulduğu günden bu yana, Kıbrıs’ta, bölgemizde ve dünyamızda adil, sürdürülebilir, kalıcı bir barış ve işbirliği ortamı için mücadele vermiştir. Annan Planı sürecinde ve sonrasında CTP’li hükümetler ve Cumhurbaşkanı, dönemin Türkiye iktidarıyla Kıbrıs’ta federal bir çözüm hedefinde birlikte hareket etmiş, gerek Kıbrıslı Türkler, gerekse Türkiye Cumhuriyeti bakımından önemli siyasal ve ekonomik kazanımlar ve ilerlemeler elde edilmiştir.
8- CTP’nin Kıbrıs sorunu ve Kıbrıs Türk halkını Avrupa içerisinde, uluslararası toplumla ve uluslararası hukukla buluşturma kararlılığı bugün de devam etmektedir. CTP, bu vizyon ve kararlılığın Kıbrıs Türk halkı kadar Türkiye halkının ve bölge halklarının da çıkarına olduğu görüşündedir.
9- CTP, çözümsüzlüğün çözüm, statükonun sürdürülebilir ve Kıbrıs Türk halkının yararına olduğuna hiçbir zaman inanmamıştır. Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplum ve uluslararası hukukla buluşturulması, kendi kültürü ve kimliğiyle, dünya halklarının eşit bir üyesi olarak kabul ettirilmesi mücadelesine her koşulda devam edecektir.
10- Son dönemde seçimler, yönetsel hatta yargısal kararlar ve son olarak KKTC yurttaşlarının Türkiye Cumhuriyeti’ne girişi konularında yaşanan gelişmelerin iki ülke ve iki halk arasındaki ilişkileri güçlendirmeyeceği ve geliştirmeyeceği açıktır.
11- Kıbrıs Türk halkının tüm kesimlerinin de çok iyi bildiği gibi CTP, yaşanan sorunların karşılıklı iyi niyet, saygı, anlayış ve diyalogla aşılması gerektiğine ve aşılabileceğine yürekten inanmaktadır. CTP bu yönde her zaman yoğun çaba göstermiştir ve göstermeye de devam edecektir.
12- Bununla birlikte, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin öncesinden bu yana Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle diyalog ortamı CTP’nin arzu ettiği düzeyde olmamıştır. CTP ana muhalefet partisidir ve ana muhalefet partisinin KKTC protokolü içerisinde önemli bir yeri vardır. Teamül, istisnalar saklı kalmak kaydıyla, Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin özellikle adayı ziyaretlerinde ana muhalefet partisiyle ve çoğu zaman diğer muhalefet partileriyle de görüşme yapmasıdır. Bu teamülün sağladığı önemli yarar, belli konularda fikir ayrılıkları olsa dahi, Kıbrıs Türk siyasi partileriyle, özellikle de protokolde önemli bir yere sahip olan ana muhalefet partisiyle Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri arasında karşılıklı görüş alış verişinin ve diyalogun aralıksız devam etmesidir. Unutmamak gerekir ki bu teamüle ve sağladığı yarara duyulan ihtiyaç, özellikle bugün, Meclis’i açmaktan ve kapamaktan aciz, gerçekleştirdiği anayasa ihlalleri dolayısıyla meşruiyetini yitirmiş bir hükumetin görevde olduğu ortamda azalmamış, aksine artmıştır.
13- Şu anda da başta Kıbrıs sorununun çözümü, Maraş açılımı, Kıbrıs Türk halkının özne olması, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma olmak üzere önemli konularda CTP’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin bazı yetkili makamlarının açıklamalarından, Sn. Tatar’dan ve iktidardaki siyasi partilerden farklı görüşleri olduğu herkesin malumudur. Buna karşın, Cenevre görüşmeleri öncesinde Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sn. Çavuşoğlu’nun gerçekleştirdiği ziyarette Meclis’te temsil edilen tüm siyasi parti liderlerinin katıldığı toplantı hariç, Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin adaya yaptığı ziyaretlerde muhalefet partileriyle veya ana muhalefet partisiyle görüşme programı yapılmamış ve dolayısıyla karşılıklı görüş alış verişi ve diyalog mümkün olmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştireceği ziyaretin programında da muhalefet partileriyle veya ana muhalefet partisiyle görüşme yer almamıştır.
14- Bu görüş alış verişinin ve diyalogun olmadığı ortamda, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC ziyareti çerçevesinde KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde gerçekleştirilecek olan toplantıda, teamüller ve usul gereği ana muhalefet partisinin herhangi bir söz hakkının olmayacağı ve yapılacak konuşma çerçevesinde CTP’nin katılmadığı görüşler konusunda farklı görüşlerini ortaya koyma olanağının da doğal olarak bulunmayacağı göz önünde bulundurularak, CTP Parti Meclisi bu toplantıya katılmama kararı almıştır.
15- Kıbrıs Türk halkının bağrından çıkan ve 51 yıllık geçmişe, deneyime ve birikime sahip olan CTP, Kıbrıslı Türklerin bu ada üzerinde özne olma, kendi ayakları üzerinde durma, sivilleşme ve demokratikleşme, uluslararası toplum içinde hak ettiği yeri alma ve kardeş Türkiye Cumhuriyeti halkı ile doğru zeminde iyi ilişkiler kurma konusunda her türlü çabayı göstermeye devam edecektir.
16- Bu düşünceler çerçevesinde, Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin kurumsallaşarak, karşılıklı, saygı, sevgi, yarar çerçevesinde şekillenmesi ve bu çerçevede güçlendirilmesi, iş birliğinin ve dayanışmanın artırılarak devam etmesi gereğine inanan CTP, karşılıklı görüş alış verişine ve diyaloga açık olmaya ve bu konuda üzerine düşeni yapmaya devam edecektir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Cumhuriyetçi Türk Partisi
16.7.2021