Gıda güvenliği standartlarının uygulanmasını iyileştirmek için teknik yardım ve hastalık krizlerine hazırlıkla ilgili AB projesi başlatılıyor.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nda projenin açılış toplantısı düzenlendi. Toplantıda, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Emirali Deveci, AB Program Destek Ofisi, Kıbrıs Çözüm Destek Birimi’nden Michael Docherty ve Proje Direktörü Frederic Lernoux konuşma yaptılar. Toplantıda ayrıca proje ile ilgili teknik bilgiler de verildi.
Deveci: “İhtiyacımız olan şey çalışmaların hızlandırılması ve sonuç odaklı olması”
Bakanlık Müsteşarı Emirali Deveci, gıda güvenliği ile ilgili olan tüm projelerin hızlandırılması gerektiğini söyleyerek, “Bizim geldiğimiz aşamada ihtiyacımız olan şey, sonuç odaklı bir çalışma yürütmektir” dedi.
Gıda güvenliğinin hem insan sağlığı hem de üreticilerin gelir seviyesinin artırılması açısından çok önemli bir proje olduğuna işaret eden Deveci, bu projeleri AB ile birlikte hızlı bir şekilde yürütmeye çalıştıklarını belirtti. Deveci, hellim tescilinin de onaylanmış olması nedeniyle çalışmaların süratlenmesinin önemine dikkat çekerek, “Bu Gıda Güvenliği projesiyle birlikte, hellim tescilinin sonuçlarını bir an önce almamız ve bunun geri dönüşlerini toplumumuzun görmesi gerekir diye düşünüyorum. Hellimin tescilinin tamamlanması ve pazarın önünün açılması bizim için çok önemlidir. Bu çerçevede gıda güvenliği içerisinde olan tüm projelerin hızlandırılması gerekiyor” dedi.
Deveci, küçükbaş süt ve hijyen kurallarının artırılmasının istendiğini ancak bunların yatırım gerektiren şeyler olduğunu ifade ederek, “Bunları yaptıktan sonra, sonuçta bu ürünü pazarlamamız lazım. Aksi takdirde büyük sıkıntılar yaşarız. Bildiğiniz gibi son 1,5 yıldır pandemi nedeniyle sütün pazarlamasında sıkıntı yaşanmaktadır. Süt, bekleyen bir ürün değil. Bu sütü pazarlayamadığınız zaman, hem bakanlık hem ülke ekonomisi hem de hayvancılar olumsuz etkileniyor. Bu senkronizasyonu yapabilmek için zaman çizelgesine ihtiyacımız var. Ne zaman projelerin biteceğini, ekonomik olarak bunu getirisinin ne zaman ülkemize yansıyacağını bilmememiz gerekiyor. Bizler üstümüze düşeni yapmaya hazırız” şeklinde konuştu.
Michael Docherty, yeni başlayacak projenin, Kıbrıs Türk toplumu için yakın gelecekte ekonomi açıdan en önemli proje olduğunu belirtti.
Docherty, son olarak yürütülen hayvan refahı projesinden dolayı teşvik edildiklerini ifade ederek, bu proje üzerine başka şeyler yapılabileceğini aktardı. Hellimin PDO olarak tescilinin Kıbrıs Türk toplumunun en büyük pazardan faydalanması için muazzam bir fırsat olduğunu vurgulayan Docherty, bu fırsatın ciddi zorlukları da beraberinde getirdiğine işaret etti. Bu zorlukların Yeşil Hattın diğer tarafında da paylaşıldığını ifade eden Docherty, bazılarının PDO ile ilgili yönetmelikte işbirliği gerektirdiğini kaydetti.
Docherty, ürünün sağlıklı hayvanlardan geldiği konusunda emin olduklarını söyleyerek, yine de yapılması gereken şeyler bulunduğunu vurguladı.
Docherty, AB’nin Kıbrıs Türk toplumunu desteklemeye devam edeceğini de sözlerine ekledi.