Bu ay ki Unutulmayan Efsaneler köşe yazımda Türk Ocağı Spor Kulübüne adanmış bir hayatı olan Ayhan Nazım ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Spor hayatı boyunca birçok başarılara imza atan Nazım, Türk Ocağı Spor Kulübünün efsaneleşmiş isimleri arasına girdi.
1-Futbola hayatınıza nasıl başladınız?
Futbola 1956 yılında, 10 yaşında mahalle takımında oynayarak başladım. Türk Ocağına olan sempatim yüzünden Türk Ocağının o zaman 2. Ligde ki maçlarını izlemeye giderdim. Mahalle aralarında futbol oynarken daha sonra Türk Ocağının antrenmanlarına katıldım. Türk Ocağında genç takımında ilk maçım Genlik Gücü maçıydı maç 6-1 bitmişti 6 golü de ben atmıştım.
2- Türk Ocağı Spor Kulübündeki ilk maçınız?
A takıma o dönemde Türk Ocağını çalıştıran Vasos Alyovadis, Rum maunacı Türk Ocağına sempatisi olduğu için gelip Türk Ocağını çalıştırırdı. Onun sayesinde A takımına girdim ilk maçım Lefkoşa’daki Gençlik Gücü sene 1961/1962 sezonu ilk defa a takımında oynadım. Maç 1-1 bitti golü ben attım ve gençlik gücü kalecisi şerif o golü nasıl attığımı hiç fark etmedi. Golü attıktan sonra da daha topu arardı nerede top şeklinde o. Maçtan sonra artık devamlı oynadım. 1968/1969 sezonunda Türkiye genç milli takımı geldi ve Lefkoşa’da maç yaptık. O maçta 1 gol attım ve maç 1-1 bitti o gün Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak’a sordular “Kıbrıs Milli Takımında en beğendin futbolcular kimlerdi” diye beni ve kardeşim Orhan’ı söylemişti.
3- Bizlere Doğan – Ocak derbilerinden bahsedebilir misiniz?
Türk Ocağının taraftarlarının çoğu Limasol’da limanda çalışan işçilerden mevcuttu. Çoğunluk limanda hamallık yapan kişilerdi ve çoğunluk bunlardan kurulduğu için mağunacılar denildi. Doğancılarada taraftarlarının üyelerinin okumuş ve mevki sahibi olduğu için kravatlılar diye lanse ediliyordu. Türk Ocağı – Doğan maçları çok rekabet içerisinde geçerdi. 1961/62 sezonunda Ocak, Doğan’ı ilk kez mağlup ettiği maçta o dönem bende oynamaktaydım. Doğan’ın kalecisi Osman Uçaner, o maçta orta sahadan bir top aldım, bana yapılan bir faul vardı. Alpay Çiftlikli kaleye 25 30 metre mesafeden vurduğu şut gol oldu ve 1-0 öne geçtik ve bunu birçok doğan taraftarları bunu hazmedemediler. Çünkü Türk Ocağı ilk kez Doğan’ın önüne geçti olay çıkardı ve maç yarıda kaldı. Federasyon Ocak lehine 3-0 galip olarak verdi. Hatta o gün 3 kupa vardı, gittim kupaları alayım rahmetli Mehmet Kara Hasan o bir taraftan ben bir taraftan kupayı tuttuk o çeker ben çekerim rahmetli Doğan futbolcusu Alpay Adanır, Mehmet Kara Hasana “Bırak kupayı hak etmedin kupayı” demişti. Türk Ocağı ilk galibiyetini hükmen galibiyet olarak aldı.
4- AEL transferiniz nasıl gerçekleşmişti?
Yine cezalı duruma düştüğüm dönem Limasol’un AEL takımından teklif geldi. Orada futbola devam etmeye çalıştım fakat o zamanın döneminde Türklere karşı antipati sevgileri dolayı AEL takımında lig maçında bana bir sürü küfürler edildi. Limasola döndüğümde AEL’den de vazgeçtim. AEL yöneticileri taraftarları devamlı arkamdaydı. AEL’de futbola devam ettiğim dönemde Lisi’de gece maçında yapılan 4’lü turnuva maçında 1 takım Kıbrıs’tan 2 takım Yunanistan’dan 1 takım İngiltere’den geldi. O maçlarda 3 maç oynadık ve 3 maçta 4 gol attım ve Rum gazeteleri benden bahsetti.
5- Gençlik Gücü transfer maceranızdan bizlere bahsedebilir misiniz?
Gençlik Gücü o dönem beni çok istiyordu. GG yöneticileri tarafından kulübe getirildim dışarda yüzlerce GG taraftarı benim için kulübe transferime gelmişti. GG’nin yöneticisi Mehmet Salih Üçok imzalı çek defterini önüme koydu bana şunları söyledi “Ayhan imzalı çekim önünde istediğin rakamı kendin belirle” demişti. O dönem yeni nişanlıydım Sayın Üçok bana “Ayhan senin üzerine tasdik edilmiş ev alacağız içini dayayıp döşeyeceğiz” dedi. Böylesine bir transfer anı yaşıyordum ve tam imzayı atacakken TOL yöneticileri, bazı futbolcular GG kulübünün havlısına geldi kavga çıkmasından korktum. GG yöneticilerine bir bizim arkadaşlara bakıp size kararımı bildirecem dedim. TOL’un bazı yöneticileri ve takım kaptanımız Özkan Kapten boynuma sarıldı. Ayhan bizi bırakma diyerek beni arabayla alıp Limasol’a götürdüler ve GG transferim gerçekleşmedi.
6- Türk Ocağın’da antrenörlük kariyeriniz nasıl başladı?
Türk Ocağına antrenör olarak 1973/74 sezonunun ikinci yarısında başladım İngiliz antrenörümüz Kelly’nin yerine getirilmiştim. O dönemki Başkanımız Sayın Hasan Karagözlü bana teklif yaptı kabul ettim. Elime oynayacağımız maçların fikstürünü aldım, hesap yaptım 12 maç vardı bu maçların 11’ini kazanıp 1’inde berabere kalırız dedim. Nitekim dediğim çıktı ve o dönem Yenicami’nin 1 puan arkasında bitirdik Türk Ocağı’nın aldığı en iyi derece olan lig ikinciliği antrenör olduğum dönemde aldı. Bizim o dönem şampiyon olmamız engellendi. Limasol’da Ocak – Yenicami maçında benim bariz attığım golü hakemler tespit edemediler. Topa vurdum girdi direğin çatalından döndü kalecinin kucağına geldi ki o gol olsaydı ocak şampiyon olacaktı ve Yenicami 1 puanla şampiyon oldu.