Vücudumuz trilyonlarca farklı hücreden oluşmuş olmasına rağmen hepsi birbirini tamamlayan ve destekleyen sistemler ile bir birilerine bağlıdırlar. Bunlara örnek bağırsak beyin bağlantısı, endokrin sistemin sindirim sistemine bağlı olması, kas iskelet sisteminin dolaşım sistemi ile beraber çalışması gibi sistemler kendi içlerinde bir birilerini desteklemektedir. Vücudumuzu da hücreler dokuları oluşturur iken dokular organlarımızı ve organlar birçok sistemi oluşturur. Vücudumuz senkronize ve mucizevi bir sistem içinde çalışması ve doğal homestasını korumak için öncelikli olarak mutlaka zihin ve bedenin beraber dengeli bir şekilde çalışması önemlidir, burada belirtmek istediğim biz zihinsel olarak mutsuz huzursuz ve üzgün olduğumuz zaman veya zihnimizde olumsuz ve negatif düşünce ile uzun sure baş başa kaldığımız zaman bu bizim enerjimize yansımakta yani ruhsal durumumuzu etkiler ve bu sonra gözümüzle algıladığımız fiziksel bedenimize yansıyarak belli sağlık sorunları ortaya çıkarmaktadır. O yüzden ruh, beden, zihin bütünlüğü sağlamak sağlığımızı korumak için çok önemlidir.
Sindirim sistemine bir göz atalım;
Biz gün içinde 1kg ile 2.7 kg arası yemek tüketebilmekteyiz. Bu senede bizim 365kg ve 800 kg arası besin tükettiğimizi göstermekte ve vücudumuz bu besinleri mucizevi bir şekilde sindirip bize ihtiyacımız olan tüm enzim, hormon, vitamin mineral ve enerjiyi üretip bizim daha dinç ve enerjik olmamızı sağlamaktadır. Peki biz vücudumuzun sindirim sürecini desteklemek için neler yapmalıyız;
Stresli ve yorgun olduğunuzda besin tüketmeyin, sindirim sisteminiz ve enzimleriniz tam çalışmayıp hazımsızlık ve bağırsaklarda şişkinlik meydana gelecektir.
Mutlaka yiyeceğiniz yemeğin güzel görünmesi, güzel kokması ve tadının güzel olması sindirime yardımcı olacaktır, sindirim düşünce ile başlar sevdiğiniz bir yemeği düşündüğünüz zaman “ağzım sulandı” tabiri yalan değildir. Yemeğin kokusunu aldığınız zaman ağız içi tükürük bezlerinizden gün içinde 1.5 lt ve 2 lt arası tükürük salgılanır.
Bu tükürük ile ağzımıza alınan besin, ufalanır ve sıvı ile yumuşatılır. Yemek borusuna inmeye hazır hale gelir. Sindirim kanalımızı ağzımızdan anüsümüze kadar devam eden 9 metrelik bir boru olarak düşünebilirsiniz. Sindirim ilk ağızda başlar, ağızdan salgılanan amilaz enzimi karbonhidrat parçalanmasını sağlar, buna örnek verecek olursak; uzun bir süre bir ekmek parçasını ağzınızda bekletirseniz onun yavaş yavaş eridiğini ve ufalandığını fark edebilirsiniz! Daha sonra besinler midemizin asidik ortam. Yani PH’ının 1.5-2 olması bizi dış etkenlerden korur, bakterilerin vücuda girmesini engeller, hem de iyice yiyeceklerin parçalanmasına destek olur. Midemiz bir çamaşır makinesi gibi yiyecekleri yoğurur ve parçalar buna kimüs denir, midenin asit PH’ını bozan bir takım ilaçlar aslında vücudumuzu dış mikrobiyal dünyadan korumamızı engeller. Ayrıca fazla alınan mide koruyucu ve anti asit (proton pompa inhibitorleri ) bağırsak florasının ve dengesini de uzun sure kullanılması durumda bozduğu ortaya çıkmıştır. Bir başka faktör ise sürekli gıdaları sıvı ve detox şeklinde tüketmek vücudunuzun kendi doğal enzim salgısını bozarak besinlere karşı hassasiyet geliştirmenize neden olur .
Diyetinizden belli gıdaları çıkartıyorsanız mutlaka yerine nelerin eklenmesi gerektiğini bilmenizde fayda var. Her zaman sağlıklı beslenmeye geçiş esnasında diyetinizden nelerin çıkartılması gerektiği on planda tutulur iken onların yerine sağlığınıza ve alışkanlıklarınıza katkı sağlayacak gıdalar eklenmelidir! Bir gıdayı bir kere değil bir kaç kere denedikten sonra sevip sevmediğinize ve o gıdanın diyetinizde kalıcı bir yer sağlaması için bir kaç farklı tarifte denemeniz gerekmektedir.