Kuzey Kıbrıs Restorancılar Birliği, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin almış olduğu restoran, cafe vb gibi işletmelerin 21:00’dan sonra faaliyet göstermemesi kararına karşı sosyal medya hesapları üzerinden tepki gösterdiler.
Kuzey Kıbrıs Restorancılar Birliği’nin facebook hesapları üzerinden yaptıkları paylaşım şu şekildedir:
“İsteğimiz, adil olunmasıydı…
İsteğimiz, eğer bir kapanma olacaksa, bedelinin “Devlet Baba” dediğimiz büyük çatı tarafından karşılanmasıydı…
İsteğimiz, güçlü olanın değil, haklı olanın yanında olunmasıydı…
Ama siz ne yapıyorsunuz “güya” bizi yönetenler olarak, “güya” hükümet olup, hükmetmesi gerekenler olarak…
Toplum sağlığını düşünerek, haklı olarak, daha önce almanız gereken kararı alarak, karantinasız girişleri durduruyorsunuz…
Fakat sonra ne yapıyorsunuz?
Bu kapanmanın bedelini, yerli halkı otellere, oteller içindeki restoranlara, Casinolara YÖNLENDİREREK, esnaftan çıkaramaya çalışıyorsunuz…
Yine “güçlü” zannettiğiniz sermayenin yanında oluyorsunuz…
Oysa güçlü olan halktır, yine bunun farkına varamıyorsunuz…
Biraz da olsun, Otelleri, Casino patronlarını mutlu etmek için, otellerin içindeki restoranlara ve eğlence merkezlerine dair karar alamıyorsunuz…
Havasız, camı, penceresi olmayan Casinolara insanları yönlendiriyorsunuz…
Oysa biz söyledik, Pandeminin başından berridir de söylemeye devam ediyoruz. Bu sene turizm olmaz, “Attığınız taş, ürküttüğünüz kuşa değmez dedik”…
Oysa başından itibaren bizi dinleseydiniz ve karantinasız girişlere izin vermeyip, vakasız bir toplum yaratsaydınız, bugün tüm oteller, tüm restoranlar tüm eğlenece mekanları yerli halk ile dolup taşacaktı.
Siz ise, korkunuzdan, “gebe” olduğunuzdan, yanımızda Rum tarafı, karşımızda Türkiye gibi örnekler varken, turizm olabileceğini düşündünüz, daha doğrusu düşündürtüldünüz…
Ya hep beraber 21:00’den sonra kapanacağız ve bunun bedelini sizler, hükümet edeneler ödeyecek, nasıl 13. Maaşlar için para buldunuz, esnaf için, restoranlar için, turizm emekçileri için para bulacaksınız…
Ya da, bunun bedelini bu halk, zamanı geldiğinde, sizlere ödetecek…”