Baharın tadını çıkarmaya başladığımız bu günlerde herkes balkonundaki çiçeklere, bahçesindeki bitkilere bakıp baharı algılasa da etrafa bakıp ‘‘Kıbrıs Akasyası’’ veya daha bilindik adıyla ‘‘Altıntop’’ ağaçlarının ihtişamını benim gibi fark edenler de vardır elbet…
Bahçesinde onu pek isteyen yoktur aslında. Esas itibarıyla Avustralya kökenli olup istilacı bir tur olan akasyalar bulunduğu bölgede başka bir bitkinin gelişimine izin vermez. Hatta alerji sorunu olan insanlar için de yaşamı zorlaştırdığını söylemek yanlış olmaz.
Bu özelliklerinden ötürü bahçelere pek dikilmez ve uzaktan sevilir. O, ancak dağların yamacında, derelerin kenarında, uzaktan gözünüze hoş görünmelidir. Hepsi o kadar. Çünkü ‘‘altıntop kimsede yok, bizde çok’’ tekerlemeleriyle büyütüldük. Yine, de ben ona tutkunum.
Aslında, alçakgönüllü olduğu kadar çok da kırılgandır bu ağaç. En hafif fırtınadan sonra bile dalları kopar, kırılır.
Birden sevilemeden tomurcukları dökülür her yana. Ama sonra kalkar ayağa bir başka baharda, hele ortam ılıman toprak da yumuşaksa yeniden var olur. Ne kadar hor görülse, ne kadar parçalansa ve de ne kadar işe yaramaz adledilse de bekler yeni bir baharı…
Evden çıkıp göremesek de her şeye rağmen hafızamıza işlemiştir bu bitkiler. Toprağımızın tutkunu, mevsimimizin vurgunu olan altıntoplar sarı bir gerdan gibi uzanır bu adanın boynunda. Kıbrıs’ın sıcağına ve her türlü yıkıma aldırmayan bu ağaçlar tek bir damla su bile istemez. Gerçek altın kadar değer görmese de altıntoplar büyüleyicidir benim gibiler için.
Altıntop adı, Türkçeye İngilizceden ‘‘grapefruit’’ adıyla geçmiş olan turunçgiller ailesinin önemli üyesi greyfurta yakıştığı kadar, Türkçeye Fransızcadan ‘‘mimosa’’ adıyla geçmiş olan bu süs ağacına da çok yakışır. Mimoza ile Kıbrıs Akasayası arasında tür farkı olsa da aynı ailenin (leguminosae) ve hatta aynı cinsin (Acacia /Akasya) üyesi olan bu ağaçlar altıntop olarak bilinir.
Öyleyse, bu zor ve dar günlerde sırtınızı denize, yüzünüzü dağlara dönerek o bildik şarkıyı yüksek sesle mırıldanmanın tam zamanıdır. Ve eğer, o şarkıda dediği gibi, ‘‘şarkılar güzelse hala, hala sarıysa mimozalar’’ umutlu olmaya devam ediniz.