İncir, dut familyasındaki küçük ağaç türleri olan “Ficus caricanın” yenilebilir meyvesidir. İncir, Akdeniz ve batı Asya’ya kadar yerlisi ağacı olup eski zamanlardan beri yetiştirilir. Şimdi, hem meyvesi hem de süs bitkisi olarak dünya çapında yaygın olarak yetiştirilir.
Kuzey Yarımküre’de taze incir mevsimi yaz sonundan sonbahar başlarına kadardır. Ilımlı mevsimsel donlara dayanırlar ve sıcak yaz karasal iklimlerde bile yetiştirilebilirler. Çiçek açan birçok bitki gibi incir de çiçeklerini sergiler ama latince adıyla “Ficus” olarak bilinen incir bitkisinde çiçekler içi boş meyvelerin içinde saklıdır.
İncirler taze olarak yenebilir veya kurutulabilir veya reçel, rulo, bisküvi ve diğer tatlı türlerinde işlenebilir. Olgunlaşmış meyve taşınmadığı ve iyi muhafaza edilemediği için ticari üretimin çoğu kurutulmuş ve işlenmiş formlardadır.
İnsanın hayal gücünü bu kadar etkileyen başka bir bitki olmamıştır. Yaradılış hikâyelerinde doğurganlık çağına ulaşmakla ilişkilendirilen bu ağaç hemen hemen tüm dinleri etkilemiştir. Tarihin her döneminde kralları, kraliçeleri, etkisi altına almış, insanın evriminde rol oynamıştır.
Asya’nın tropik ve tropik altı bölgelerinde gelişen kültürler incir ağacını iktidar sembolü ve ibadet yeri olarak görmüştür. Bugün, yeryüzünde 750’den fazla incir türü olduğu biliniyor. Araştırmalara göre, 1200’den fazla canlı türü ise incirle beslenmektedir.
Bu canlılar incirle beslenirken tohumlarının dağılmasına da yardımcı olur. Bunlar arasında kuşların onda biri, meyve yarasaları, primatlar da vardır. Ve tabi ki tadını en iyi bilenlerin başında da biz Kıbrıslılar geliyoruz…
Kış sonu yaprak dökümünü dramatik bir şekilde birçok ağaca göre hızlı ve adeta görsel bir ziyafet şeklinde gerçekleştiren incirler baharın gelmesiyle birlikte yeşillenmeye başladı. Hızlıca güçlenip dallarını meyvelerle dolduracağı gün sabırsızlıkla bekliyoruz.