Tarımsal Araştırma Enstitüsü (TAE), nesli tehlikede olan endemik bitkilerden Kıbrıs karanfili (Dianthus Cyprius) ve Medoş lalesini (Tulipa cypria) çoğaltmayı başardı.
Kıbrıs karanfili, TAE Güzelyurt Araştırma İstasyonu Biyoteknoloji Laboratuvarında doku kültürü tekniği ile çoğaltıldı. Medoş lalesi ise tohumdan çoğaltılıyor. Ancak tohumdan çoğaltabilmek için önce tohumun soğuklama ihtiyacı tespit edildi. Bunu için de buzluklarda farklı süre ve derecelerde bekletilen tohumlar ekilip gözlemleme yapıldı.
TAE Müdür Cem Karaca ve çalışmaları yürüten Yüksek Ziraat Mühendisi, Biyoteknoloji Uzmanı Konce Baydar, çalışmalar hakkında TAK’a bilgi verdi.
Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Cem Karaca, Kıbrıs karanfili tohumdan çoğalamadığı için, yok olma tehlikesinin de yüksek olduğunu kaydetti.
Cem Karaca, üretilen bitkileri halkın görebileceği yerlere belediyelerle iş birliği yaparak ekmeyi düşündüklerini, böylece endemik bitkiler konusunda farkındalık yaratmış da olacaklarını söyledi. Karaca, Medoş lalelerinin de muhtemelen doğal olarak bulunduğu Tepebaşı ve Avtepe’ ye ekileceğini bildirdi.
Doku kültürü tekniğinin nesli tehlikede olan endemik bitkilerin çoğaltılması için de önemli bir imkân sağladığını kaydeden Cem Karaca, bunun pahalı bir yöntem olduğunu ve bu tekniği açıkta çoğaltılamayan çeşitleri çoğaltmak için kullandıklarını anlattı. Karaca, ancak doku kültürü ile birim alanda çok sayıda bitki üretilebileceğinden, arzu edilen fidan sayısına kısa zamanda ulaşılabileceğini de kaydetti.
Doku kültürünün taze sürgün alınarak besi ortamına aktarılması olduğunu belirten Karaca, doku kültürü tekniği ile üretimin personel gerektiren bir yöntem olduğunu, personel konusunda da eksiklikleri bulunduğunu söyledi. Karaca, doku kültürü üretiminin tek personelle yürütüldüğünden arzu ettikleri miktarda üretim yapamadıklarını sözlerine ekledi.
Yüksek Ziraat Mühendisi, Biyoteknoloji Uzmanı Konce Baydar da endemik bitkilerden Kıbrıs karanfilinin Güney Kıbrıs’ta yetişmediğini sadece Lefke, Yeşilırmak ve Girne’de bazı bölgelerde görüldüğünü ifade etti.
Baydar, Kıbrıs karanfilinin doğada çok az kaldığını, dağlık bölgelerde yetişen bu bitkinin Lefke’de sadece bir noktada kaldığını kaydetti.
Baydar, endemik bitkilerin çoğaltılmasına, “yok olmak üzere olan endemik ve soğanlı türlerin çoğaltılması projesi” kapsamında başladıklarını ifade etti.
Nesli tehlike altında olan diğer türleri de çoğaltmaya başlayacaklarını belirten Baydar, besi ortamının her bir çeşit için farklı olduğunu, ideal besi ortamının tutturulmasının da uzun zaman alabildiğini bildirdi.
MEDOŞ LALESİ
Medoş lalesini (Tulipa Cypria) tohumla çoğaltmayı da başardıklarını aktaran Baydar, Medoş lalesinin çoğaltılmasındaki zorluğun tohumun ihtiyaç duyduğu “soğuklama değerini” bulmak olduğunu, bunu da buzluklarda farklı süre bekletilen tohumların ekilip gözlemlenmesiyle tespit edilebildiğini ifade etti.
Medoş lalesini tohumdan çoğaltmayı devlet olarak ilk kez başardıklarını belirten Konce Baydar, tohumun doğada çimlenebilmesinin gece hava soğukluğu ile ilişkili olduğunu belirtti.
Konce Baydar, yetiştirdikleri Medoş lalelerinin aktarılacağı yerde yaşama şansı olabilmesi için soğanının belli bir büyüklüğe gelmesinin gerektiğini, dolayısıyla Medoş lalelerinin tohumdan dışarıya aktarma olgunluğuna 4 yılda gelebildiğini kaydetti.
DOKU KÜLTÜRÜ
TAE Müdürü Cem Karaca doku kültürü ile esas olarak çelikle çoğaltma tekniğiyle üretmeyi başaramadıkları kiraz anacı ve armut anacı gibi çeşitleri üretmeye çalıştıklarını bildirdi.
Cem Karaca, kiraz anacının, en az soğuklama ihtiyacı olan, Kıbrıs’ta meyve verebilen Lapins çeşidi için ürettiklerini ifade etti.