KıbrısManşetÖzel HaberToplum

Girne Çarşamba Pazarı’nda Yılların Eskitemediği Emekçiler

Girne Çarşamba Pazarı, hem yerli halka hem de turistlere hizmet veren önemli alışveriş noktalarından biri…

Özel Haber: Zerrin Yapıcıoğulları

Girne Çarşamba Pazarı, hem yerli halka hem de turistlere hizmet veren önemli alışveriş noktalarından biri…

Pazarda tezgah açan esnaf, yılların getirdiği emek, bilgi birikimi ve geleneklerini büyük bir özenle sürdürmeye çalışıyor. Ancak, günümüzün zorlu ekonomik şartları, onların bu çabasını her geçen gün daha da zorlaştırıyor.

Pazarın köklü isimlerinden Mahir Demirbey, 45 yıldır Kozanköy’den getirdiği doğal ürünlerle tezgâh açıyor ve geleneksel hellim üretimini sürdürüyor. Faiz Kanlı, 1910’dan beri dededen toruna geçen kuruyemişçilik geleneğini yaşatıyor. Emir Hüseyin Çayan ise, 50 yıl boyunca organik üretim yaparak hem yerli halka hem de turistlere taze ve doğal ürünler sunuyor.

Sosyal Girneli gazetesine konuşan pazarcılarla, mesleklerinin yanı sıra pazarın mevcut durumunu ve karşılaştıkları zorlukları ele aldık.

“ELİMİZDEN GELENİN EN İYİSİNİ YAPIYORUZ”

Mahir Demirbey: Baf Beşiktepe Köyü’nden Kozanköy’e yerleştim. 50 senedir de Kozanköy’deyim. Kozanköy’de hayvancılık, çiftçilik ile meşgul oldum. Yaptığımız ürünleri de gelip pazarlarda pazarlamaya çalıştık. Ezelden beri hayvancılık süresince hellimimizi kendimiz yapar, pazarda da pazarlamaya çalışırız. Ufak tefek köy ürünleri, bal, pekmez, hellim, nor gibi köyde olan ürünlerle sezonluk olarak idare etmeye çalışırız. 50 senedir de Kozan’da yaşıyorum. Az da olsa, yabancılar da alır, hellim meraklıları olanlar… Hellim artık yerlilere kalmış bir şey. Bizim müşteri öğlene kadardır. Öğleden sonra bize hitap eden biri yok. Kıbrıslılar bile hellimi artık yapay olarak fabrikasyon alır. Böyle ev yapımı hellimlere fazla rağbet kalmadı yani. Eski nesil bilir normal ev yapımı hellimi. O yüzden işler eskisi gibi değil. Ev yapımı hellim doğal ve daha kaliteli olduğu için fiyatı daha fazladır fabrikasyon hellimlere göre… Artık restorancılarda sandviç yaparken ev yapımı hellimi alıp koymaz. Fazla beklentimiz yok. 45 senedir pazardayız… Hellimimizi veririz, domates fasulyemizi alırız, alışverişimizi yaparız… Çok da karamsar düşünmem, millete ters gelecek ama biz 74 dönemini yaşamış insanlarız. O yüzden Lale Devri’ni yaşarım derim ben. Çünkü her şey elimizde ve imkanlar fazla. O yüzden derim ki inşallah bu günleri o dönemleri aratmaz. Normal, sağlıklı, düzenli bir hayatımız olsun. Sağlık versin millete, barış gelsin dünyaya…

“ORGANİK ÜRÜNLERE RAĞBET ARTIYOR”


Emir Hüseyin Çayan: 74 yaşındayım, emekliyim. 50 yıldır üreticiyim. Mevsimine göre ne üretirsem onu satarım. Ben üreticiyim, pazarcı değilim. Ürettiğimi satarım. Mevsimine göre babutsa zamanı ise babutsa, nar, elma, börülce, portakal, limon…. Yumurta satarım, kendi tavuklarımın yumurtasıdır. Yerli halk ve turistten rağbet var çünkü ben organik üretim yaparım. Ürünlerimin içinde ilaç yoktur insanlar bildiği için tercih ederler. Satışlar fena değil, iyidir. Ürettiğimi satarım başka birinden bir mal alıp satmam.

“YEREL HALK VE TURİSTLER ARASINDAKİ FARK GİDEREK BÜYÜYOR”


Faiz Kanlı: 1910’dan beri faaliyette olan kuruluşumuz, dededen babaya, babadan toruna geçen bir sanat ve bu sanatın son parçası olarak Kanlı Kuruyemişleri, sokak kültürünü sayın Girne ve yöre halkına, gelen günübirlik turistlere, artı yerleşik turistlere hizmet vermekten mutluluk ve kıvanç duymaktayım. Yerlilerin ve turistlerin pazar alışverişi; yerliler baktığında, her geçen gün alım gücü hızla erimekte olan Türk lirasının döviz bazında değer kaybetmesi ile her geçen gün insanca yaşam tarzını insanların elinden alan vahşi kapitalizme lanet olsun diyorum buradan. Ama turistler tabii ki döviz bozdurduğu için tüketim oranları daha yüksektir diye düşünüyorum. Yerliler genellikle ucuz ceviz alıyorlar, kayısı ya da badem alıyorlar ama yabancılar envaiçeşit alıyorlar. Turistler her şeyden birer kilo alıyorlar çünkü onlar için para çok önem taşımıyor döviz bozdurduğu için. Mesela sterlin 45 oldu, dokunmuyor kendilerine ama yerli halk bunu yapacak bir güce sahip değil. Aldığın para birimi eğer Türk lirası ise, hiçbir değeri yoktur. Çünkü 10 gün sonra Türk lirasının değer kaybetmesi, enflasyon karşısında paranın sıfırlanmasına sebep oluyor. Ondan dolayı değeri pek sayılmıyor. Bu memlekette gençliğin geleceği kalmadı çünkü cebindeki Türk lirası da döviz de hızlı bir şekilde erimeye mahkum kaldı. Gençlik artık bu memlekette durmayacak diye düşünüyorum. Güle güle gençlik…

Benzer Haberler

Başa dön tuşu