Neoliberal politikalar eğitimi piyasanın bir parçası olarak görmekte, finans kaynağı olarak ele almaktadır. Bu doğrultuda devletin eğitimde uyguladığı politikaların eğitime zarar verdiğini, devletin küçültüp, özel sektörle eğitimde kalite artabileceği, devlet okulunda eğitimin ancak özel derslerle ve dershanelerde açığı kapanacağını dile getirip bu konuda politika yapıyorlar. Oluşturulan bu politikalara Eğitim Bakanlığı da bilerek ya da bilmeyerek katkı sağlamaktadır. Kıbrıs’ta özel okullara giden öğrenci sayısı tüm öğrencilerin 20’sini oluşturmaktadır. Eğitim Bakanlığı’nda görevde olan veya geçmişte görev alan 1990 sonrası tüm bakanlar neoliberal politikaların eğitime uygulamasına( bilerek ya da bilmeyerek) katkı sağlamıştır. Eğitim Bakanlığı’nın her dairesinde eksik kadrolar var. Bu eksiklikleri gören piyasa hemen devreye girip kendi eğitim politikalarını uygulamaya kendi yöntemleri ile dolduruyor. Bu eksikleri fırsata çeviren piyasa özel okullar, dershaneler ve özel dersler olmadan öğrencinin başarılı olmayacağını savunuyor.
Kıbrıs’ta pandemi dolayısı ile özel okullar iki haftada 10 gün eğitim verirken, devlet okulları 5 gün eğitim veriyor. Devlet okullarında kaybedilen derslerin telafisi zor görünüyor. Yazdaki tatilinde bile öğrencilerin matematik te gördüklerinin % 40’nı unutuyor. Üç aylık bir gecikmesinin telafisi bir yıl oluyor. Bu açık kapanamayacak gibi. Pandemi dolayısı ile şubat tatili tedbir amaçlı önceye alındı. Sonra bir hafta uzatıldı ama özel okullar uzatma tatilini kabul etmeyip, Bakanlığın online dersler olmayacak demesine rağmen online derslere devam ediyor. Bu öğrenciler daha sonra aynı sınavlara girip sıralamada önde olmaya çalışacaklar.
Piyasanın en çok sevdiği kolej sınavlarıdır. Bilimsel bir değerlendirme yanı olmayan ama öğrencilerin yarış atı gibi yarıştırıldığı bir sınav. Farklı alternatif değerlendirme yöntemleri var. Bu sınavlara devlet okulunda okuyup dıştan herhangi bir yardım alamayan öğrencinin şansı yok gibi. Değerlendirmede tüm öğrencilerin yapabileceği bir sınav olmayacaksa, sınavın güvenirliği düşer. Özel olarak yardım alan öğrenciler sınavlara hazır hale getiriliyor. Devlet okulunda okuyup dışardan ders alamayacak öğrenciler ne olacak? Pandemi dolayısı ile bir ay okula gidemeyen 9 Eylül İlkokulu öğrencilerinin kayıplarını kim karşılayacak? Öğrencilerin düştüğü dezavantajı durumdan kendileri sorumlu değil. Öğrencileri avantajlı duruma getirmeden sınavlar yapılmaması gerekir. Okullarda hiç bir sınav bir buçuk saat değil. Ekonomik yönden iyi olan aileler bu sınav türüne göre okul dışından eğitim aldırıyor. Sosyoekonomik yönden iyi olan ailelerin çocukları sınavda avantajlı oluyorlar.
Eğitim, insanı insan yapma sanatıdır. Eğitimin ticareti, piyasası olmamalı. Her bir öğrenci devletin şemsiyesi altında, eşitliğe hakkaniyete uygun eğitim alması gerekir. Eğitimde yapılan bir hata bir neslin yok olmasına neden olur. Devlet eğitimdeki tüm paydaşları ile el ele verip yeniden yapılandırılmalı. Okul sayıları Oecd standartlarında 500 kişi ile sınırlandırılmalı. Öğrenci değerlendirme sistemi değişmeli. Öğretmen yetiştirme sistemi yeniden gözden geçirilmeli. MEDDYK özerk olmalı. Her okula ölçme değerlendirme birimi kurulmalı. Öğretim programları tekrar yapılandırılmalı. Okullarda estetiğe önem verilmeli. Sanatı okullardan uzaklaştırırsanız eksik insan yetiştirirsiniz. Başka ülkelere göre değil bu toprağa uygun fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür öğrenciler yetiştirilmeli. Bir ülkeyi kalkındırmak ve geliştirmek isterseniz en iyi enstrüman eğitimdir. Bu devletin güçlü bir öğretmen kadrosu vardır.
Devletin eğitimde tam yetkisi yoksa piyasa bunu kendi kurallarına göre doldurur.