İnsülin direnci kan şekeriniz yükselmeye başlamadan neredeyse bir asır yani çok sene öncesinden gelişen ve vücudu korumaya çalışan bir mekanizma gibi düşünülebilir, insülin direncini doğru strateji ve hayat tarzı ile geriletebilir ve Diyabete dur diyebilirsiniz.
İnsülin, pankreasın beta hücresinden salgılanan ve kanımızdaki glikozu hücre içine taşımaya yardımcı olan bir hormondur. İnsülin vücutta bulunan her hücre üzerinde etkisi mevcuttur. En çok etki ettiği 3 ana doku; Kas, Yağ hücreleri ve Karaciğerdir. İnsülin direnci ise pankreastan yeteri kadar insülin salgılanmasına rağmen etki ettiği 3 ana dokuda duyarsızlık gelişmesi sonucu oluşur. İlk duyarsızlık geliştiren doku yağ dokusudur. Yani yağ hücrelerimiz olması gerektiğinden 3-4 kat daha fazla olduğu zaman insülin direnci geliştirip hücrelerden sitokinler salgılayarak inflamasyonu da arttırır. O yüzden kanda inflamasyon belirteçlerine bakmak büyük önem taşır. Anti- inflamasyon sağlayan bir diyet ile hem inflamasyonu hem de insülin direncini kırmak mümkündür.
İnsülin direnci belirtilerilerine bakacak olur isek ve çoğunlukla insülin direnci ile beraber vücudumuzda boy gösteren durumlar diye değerlendirirsek erken teşhis ve erken tedavi ile geri dönüşüm daha hızlı sağlayabiliriz.
İlk belirtilerden bir tanesi kilo artışı, zor kilo kaybı ve özellikle göbek çevresinde yağlanmadır. İnsülin direnci ile sıklıkla beraber hipertansiyon görülmekte sebebi ise, insülinin damar iç cepherindeki hücrelere duyarsızlaşma sonucu vasodilatör etkisini kaybedip, damarların genişleyememesi sonucu tansiyonda oynamalar meydana gelir, ayrıca kan şekerinin yoğun bir şekilde kanda kalıp hücre içine geçememesi oradaki akışkanlığı ve enflamasyonu arttıracaktır. Diğer bir fiziksel belirti ise boyun, bilek, koltuk altı gibi bölgelerdeki derinin kararması ve yol yol morumsu siyahlanan çizgiler oluşmasıdır. İnsülin direnci olan bireyler de yine damarların dar kalması sebebi ile Migren atakları daha sık görülebilir. Kan akışının düzgün sağlanamaması ve damarların genişlememesi sonucunda Erektil disfonksiyon erkeklerde erken safhalarda sık gözüken bir belirteçtir. Bunlarla beraber Tiroid fonksiyonlarında bozulma özellikle T4’un T3’e dönüşememesi bu nedenle de tüm metabolizmadan bozulmalar meydana gelebilir ayriyeten sık sık tatlı yeme isteği, Karaciğerde yağlanma ve Polikistik Over Sendromu yine çok görülen durumlardır.
İnsülin direnci tanısı ve erken teşhis için bakılması gereken kan tahlilleri şunlardır:
HOMA (İNSÜLİN DİRENCİ)
AÇLIK İNSÜLİNİ
HbA1c
D VİTAMİNİ
İNFLAMASYON BELİRTEÇ TESTLERİ-ESR-CRP
TRİGLİSERİTİN / HDL YE ORANI
Aç Karnına yapılan glikozu testi size kan şekeriniz ve insülin direnci üzerine net bir sonuç vermez.
İnsülin direnci varlığında, açlık glikozu normal referans aralıklarında olabilmektedir.
İnsülin direncini düşürmenin 4 önemli yolu:
- 1. Stres Yönetimi ve Kaliteli Uyku:
Sizi strese sokan dış uyaranlardan uzak durmak stres hormonu olarak bilinen ve vücudumuzda böbrek üstü bezlerimizden salgılanan adrenalin ve kortizol seviyelerini düşürmek için önemlidir. Bu iki hormon yüksek olduğu zaman insülin kontrolünü sağlamak çok zordur.
Bir gece bile yetersiz uyku uyumanız kan şekeri regülasyonu üzerine ciddi olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu yüzden insülin direnci geliştirmemek adına kaliteli bir uyku için kaliteli uyku hijyeni sağlamak önemlidir.
2.Doğru Karbonhidrat Seçimi:
Basit karbonhidratlar; yani beyaz unlu gıda, eklenti şeker, işlenmiş ve paketlenmiş gıda, meyve suları ve gazlı içeceklerden uzak durmak önemlidir.
Onun yerine tam tahıl, lif oranı yüksek, minimum işlem görmüş, mevsiminde sebze meyve.
Kuru baklagiller ve kan şekeri üzerine yavaş etkisi olan tahılları seçmek gerekir.
Glikozun kana daha yavaş karışabilmesi adına tabak modelinde dengeli protein ve sağlıklı yağlar bulundurmak gerekir.
Yağlar insülin salınımı üzerine etkisi olmayan tek makro besindir.
3.Sirkadiyen Ritminize Göre Beslenmek:
Tükettiğiniz besinin ne olduğundan çok tüketildiği saat ve zaman dilimi daha önemlidir.
Belirli bir saat penceresi içerisinde besin tüketmek vücudunuzun toksinlerden ve kendini regüle edebilmesi için zaman tanır.
Bedenimizin sirkadiyen ritmine göre akşam saatlerinde pankreastan insülin salınımı yavaşladığı için geç saatlerde besin tüketmek insülin direncinizi arttıracaktır.
Sabah saatlerinden başlayarak günde maksimum 10-12 saat bir pencere aralığı belirleyip o saatler arası yemek tüketilmelidir.
Örneğin günün ilk öğününü 8.00’de tüketip en son öğünü 18.00’de tüketmek insülin direncinin kırılmasına yardımcı olur.
- Hareket/ Mutlaka Fiziksel Aktivite:
Vücutta insülinin duyarlı olduğu en büyük doku olan kas dokusu egzersiz ile birlikte hareket ettiği ve kütlece artması insüline karşı duyarlılığımızı arttırır. Yani insülin direncini kırmaya yardımcı olur, Aslında kas dokusu farklı yolaklar kullanarak kandaki glikozu hücre içine alabilme potansiyeline sahiptir ve bu kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur. O yüzden kas kütlemizi ne kadar arttırır ve çalıştırsak insülin duyarlılığımız o kadar artar ve böylece kan şekeri daha kolay regüle edilir.
İnsülin direnci ile ilişkili kronik rahatsızlıklara göz atacak olursak bunları söyle sıralamak mümkün: En başta Tip 2 Diyabet, Alzheimer ve Demans, Kardiyovasküler Hastalıklar, Hipertansiyon, İnme Kısırlık, Polikistik Over sendromudur. Uzun süre insülin direnci ile yaşayan bireyler sonuç itibari ile bu tür kronik hastalıklar ile karşı karşıya kalabileceklerdir, o yüzden erken dönemde hem doktor hem de diyetisyen desteği alarak sağlığınızı geciktirmeyin.