Hepinize yeniden merhaba! Bu yazımda sizlere güncel hayatta en sık karşılaştığımız dil ve konuşma bozukluklarından artikülasyon (sesletim) bozukluğundan bahsedeceğim.
Artikülasyon (Sesletim); alınan havanın, ses telleri ve kıvrımlarından geçirilerek artikülatör organlar olarak bilinen dudak, dişler, dil, damak, geniz boşluğu, gırtlak, yutak ve burun tarafından biçimlendirilmesi ve sonuçta ses, hece ve kelimelerden oluşan konuşma sesi öğelerine dönüştürülmesidir.
Artikülasyon bozukluğu; bireyin konuşma sesi öğelerini yanlış, eksik veya güçlükle üretmesine sebep olan motor konuşma bozukluğudur. Artikülasyon problemi yaşayan bireyler, konuşma seslerini doğru veya tam üretemezler, kelime düzeyinde fiziksel olarak fark edilebilen bir ses üretme zorluğu görülür. Yanlış üretilmiş konuşma seslerinin oranındaki artış ise konuşmanın anlaşılırlığı aynı oranda azaltır. Artikülasyon sorunlarında bireyin üretemediği ya da yanlış ürettiği konuşma sesi, fonolojik bozuklukta olduğu gibi dağarcıkta olan bir kelimenin yanlış üretilmesi şeklinde değil, daha çok ses dağarcığında olmamasından kaynaklanan bir eksikliktir.
Artikülasyon bozukluğunda yapılan yanlış ve eksiklikler farklı durumlar karşısında tutarlılık eğilimindedir. Birey, üretemediği “g, r” gibi harflerin yerine kullandığı “d,y” harfleri her durumda aynı şekilde kullanır, fonolojik bozukluktaki gibi bazı kelimelerde doğru bazı kelimelerde yanlış kullanması söz konusu değildir. Bu durum bireyin konuşmasında göz ardı edilemeyecek kadar farklı ve aykırı bir konuşma biçimi olarak tanımlanabilir.
Sesletim sorunu olan kişi, sesleri, heceleri ya da kelimeleri yanlış üretir; dinleyenler ne söylendiğini anlayamaz. Dinleyenler kişinin ne söylediğini çözümlemek için aşırı çaba gösterirler.
Artikülasyon bozukluğu, bireyin tüm yaşam kalitesini olumsuz bir şekilde etkileyen bir sorundur. Bireyler en önemli iletişim aracı olan dil ve konuşma becerileri doğru kullanamadıklarından öncelikle diğer bireylerle iletişim sorunu, bunun doğal bir sonucu olarak da psikolojik ve sosyal sorunlar yaşarlar. Bu nedenle bozukluğun bireyin genel yaşamını ve sağlığını etkilemesini önlemek açısından, erken tanı ve tedavi daha da önemli hale gelmektedir. Ayrıca bozukluk biran önce düzeltilmediği takdirde, dil ve konuşmanın diğer bileşenlerinde de bozulma ve aksamalara sebep olacaktır.
Artikülasyon (Sesletim) Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Çocuklarda 5 yaş sınırı geçilmesine rağmen hala bebeksi ses çıkarımları ya da telaffuz görülüyorsa, yetişkinlerde ise yaşanan ağır bir travma ya da artikülatör organlarda nörolojik veya fizyolojik bir hasar oluşması sonucu sesletim hataları görülüyorsa dil ve konuşma terapistinden yardım alınması gerekmektedir. Sesletim hatalarının çoğunluğu şu üç kategoriden birine girer:
Ses veya hece atma (“havuç” yerine “avuç”)
Yerine ses kullanma (“köpek” yerine “töpet”)
Sesi bozarak kullanma
Artikülasyon Bozukluğu Kaç Yaşında Anlaşılır? Ne Zaman Terapiye Başlanmalıdır?
Çocuklar tüm sesleri aynı anda değil, belli bir sırada öğrenirler. /b/, /d/, /m/ gibi sesler 2-3 yaşlarında öğrenilirken, /r/, /z/ gibi bazı seslerin öğrenilmesi daha geç yaşlarda olur. Bazen çocuk bir sesi tek başına ya da sözcük başında doğru çıkarabilir ama başka pozisyonlarda yanlış çıkarıyor olabilir. Ya da sizin fark edebildiğinizden daha fazla seste sorun yaşıyor olabilir.
Genel olarak çocuklar 5 yaşlarına geldiklerinde anadilinin tüm seslerini doğru olarak üretebilirler. Bu yaştan sonra devam eden konuşma bozukluğunun kendiliğinden düzelme olasılığı düşüktür. Çocuğun konuşmasının akranlarından farklı olduğunu düşünen ebeveynler/öğretmenler, mutlaka bir dil ve konuşma terapistinden yardım almalıdırlar. Dil ve konuşma terapisti, çocuğun konuşma probleminin sebebini ayrıntılı bir değerlendirme yaparak belirler. Çocuğun hangi seslerde problemi olduğunu belirlemek üzere bazı testler uygular ve ne zaman terapiye başlanması gerektiği konusunda aileyi bilgilendirir. Ergenlik ya da yetişkinlik döneminde de artikülasyon terapisi yapılır. Ancak konuşma biçimi yerleşmeden, küçük yaşlarda yapılan terapi daha kısa sürede ve etkili sonuç verecektir.
Artikülasyon Bozukluğunda Terapisi Nasıldır? Ne Kadar Sürer?
Terapide genel olarak; bireyin öğrenmekte zorluk yaşadığı ve üretme becerisini öğrenmesi istenen sesle ilgili olarak; öncelikle ses düzeyinde, ardından kelime, cümle ve yapılandırılmış etkinlikler içerisinde çalışmalar yaptırılır. Ses kullanımı normal seviyeye ulaştığında genelleme aşamasına geçilir. Genelleme aşamasında amaç; sesin günlük yaşamda, doğaçlama yapılan konuşmalarda olması gerektiği gibi kullanılmasını sağlamaktır.
Artikülasyon terapilerinde genellikle tam bir iyileşme elde edilir ve bu iyileşme kalıcı olur. Terapi süresi; bireylerin durumuna göre kişiye özel bir seyir izler. Bireyin yaşı, mevcut problemin şiddeti, hasta – terapist uyumu, var olan nörolojik ya da fizyolojik problemlerin etkisi, aile ve çevrenin desteği, haftalık seans süresi, işitme yeteneği ve algısı, öğrenme hızı bu süreyi etkileyen faktörlerdir.
Yetişkinlerde kendisini gösterecek artikülasyon bozukluğu tedavisi maksadıyla alınacak terapinin işe yaramayacağı gibi yanlış bir algı bulunmaktadır. Fakat bu hatalı algının aksine artikülasyon terapisi ile iyileşme sağlamak mümkündür. Önemli olan yaş faktöründen ziyade sorunun sürdüğü sürenin uzayıp uzamamasıdır. Bu nedenle ön yargılardan kurtularak uzman desteği almak gerekmektedir.
Çocuğunuz yaşıtları gibi sesleri doğru çıkaramıyorsa, konuşma ve anlama sorunu varsa, yaşamış olduğu nörolojik ya da fizyolojik bir problem nedeniyle sesleri çıkaramıyorsa merkezimizden yardım alabilir ve iyileşme elde edilebilir.
Umarım sizin için faydalı bir yazı olmuştur. Sorularınız için iletişime geçebilirsiniz.