Kıbrıs’ın Tarihine Tanıklık Etmiş Bir İsim: Özten Borucu…
Özten Borucu, 90 yıllık yaşamında Kıbrıs’ın tarihine tanıklık etmiş isimlerden biri...
Özel Haber: Zerrin Yapıcıoğulları
Özten Borucu, 90 yıllık yaşamında Kıbrıs’ın tarihine tanıklık etmiş isimlerden biri… Lefkoşa’da doğup Limasol’a gelin gittikten sonra 1974 olaylarının ardından Girne’ye göç eden Borucu, bu süreçte yaşadığı zorlukları ve Kıbrıs’ın değişen yüzünü Sosyal Girneli gazetesine anlattı.
Girneli Yaşayan Hafızalar bu ay 90 yaşındaki Özten Borucuyu konuk ediyor…
Özten Borucu, 90 yaşında. Aslen Lefkoşalı olan Borucu, Limasol’a gelin gitmiş ve 1974 olaylarından sonra Girne’ye göçmen olarak gelmiş. O günleri hatırlarken, “Harptan sonra burası ilk geldiğimizde çok kötüydü. Girne Limanı içler acısı haldeydi. Çok şükür olsun bu durumlara geldik. Ancak şimdiki yaşantıyı beğenmiyorum” diye ifade ediyor.
Eskiden insanların birbirine daha saygılı ve yakın olduğunu belirten Borucu, “Eskiden komşuluk vardı, saygı vardı. Çocuklarımız çok saygılıydı. Şimdi öyle saygı da kalmadı, komşuluk da” diyor. Eski Limasol yaşantısını özlemle anan Borucu, “Haftada üç defa açık hava sinemasına giderdik. Aile ve komşularla toplanırdık. Limasol yaşantısı eskiden çok güzeldi” diye ekliyor.
1974’te Girne’ye geldiklerinde hayatın zor olduğunu dile getiren Borucu, “Girne’ye ilk geldiğimizde mahallede insan bile yoktu. Ayorgi’ye ilk geldiğimiz dönemde devlet bize hayvan verdi. İşimiz yoktu. Ayorgi’de yoğurt yapmaya başladım” diyor. Bu şekilde Borucu Yoğurtları’nın temelleri atılmış. İlk zamanlar yoğurtları mahallelere dağıttıklarını anlatan Borucu, “Oğlan ve gelin işsizdi, onlara tarif ettim. ‘Ben yapamıyorum, size yer göstereyim’ dedim. Paramız bile yoktu, sütü odun ateşinde pişirirdik” diye anlatıyor. Şimdi ise torunlarının bu işi büyütüp çeşitlendirdiğini, süt ürünleri ve hellim de yaptıklarını söylüyor.
Girne Limanı’nın eski halini hatırlayan Borucu, “Eski liman çok güzeldi. Uçan gemiyle Taşucu’na giderdik. Bilmem şimdi nasıldır. Şimdi yeni limanın çok güzel olduğunu söylerler, onu da çok merak ederim ama maalesef yaşlandığım için gidemem” diyor. Eski zamanları özlemle anan Borucu, “Eskiden insanlar samimi dosttu. Biri doğurduğunda herkes lohusa evine bir tatlı tabağı götürürdü. Kırklanacağında hamama giderdi, o insanlar çok güzel eğlenirdi, keyif alırdı. Şimdi hamam bile yok” diyerek geçmişi yad ediyor.