ManşetTurizm

Kıbrıs’ta Özel İlgi Turizmi ve Çeşitleri

Bu kez Özel İlgi Turizmi ve Kuzey Kıbrıs hakkında yazmak istememin sebebi her zamanki gibi alternatif turizm hareketlerine çok az yöneliyor olmamızdan kaynaklı…

Bu kez Özel İlgi Turizmi ve Kuzey Kıbrıs hakkında yazmak istememin sebebi her zamanki gibi alternatif turizm hareketlerine çok az yöneliyor olmamızdan kaynaklı…

Özel ilgi turizmi, turistlerin belirli bir ilgi alanına veya hobiye yönelik olarak planladıkları seyahatlerdir. Bu tür turizm, genel tatil ve seyahat deneyimlerinden farklı olarak, turistlerin belirli bir konu veya aktivite etrafında odaklanmalarını sağlar.

Özel ilgi turizmi, turistlerin kişisel ilgi alanlarına ve hobilerine göre özelleştirilmiş deneyimler sunar. Beş yıldızlı oteller kumar ve her şey dahil sistem ile ağırladıkları misafirleri tabiri caizse otellerine hapsetmiş durumdalar. Ülkemizde farklı bölgelerde yapılan çeşitli etkinliklere (festivaller, şenlikler vb.) katılımdan mahrum bırakıldıkları düşüncesindeyim.. Haziran ayının ilk günlerinde Özel İlgi Turizmi kapsamında Yoga Turizmi konusunu çok değer verdiğim sertifikalı Jivamukti Yoga eğitmeni olan Sn. Naile Soyel Hanımla işleyerek uluslararası bir konferansta sunum yaptık. Sunum esnasında, neden olmasın…

Neden doğal alanlarda Yoga yapan ziyaretçiler, konferans salonlarında MICE turizmi edasıyla konu hakkında alanında uzman kişilerden bilgi almasın.. Fakat sonra ülkenin gerçekleri ve Kuzey Kıbrıs’ta olduğumu hatırladım. Sürdürülebilirlikten uzak, soğuk bir duş etkisiyle..

Kuzey Kıbrıs ve Türkiye, zengin kültürel mirasları, doğal güzellikleri ve çeşitli aktiviteleri ile özel ilgi turizmi açısından geniş bir yelpazeye sahiptir. Her iki turizm destinasyonu da turistlere farklı ilgi alanlarına yönelik çeşitli deneyimler sunmaktadır. Özel ilgi turizmi denilince yılın belli dönemlerinde dört mevsimi aynı anda yaşayan Türkiye’den örnekler vermek benim için çok da zor değil. Kültürel ve tarihi değerler için yapılan turların doğa ve eko-turizmle birleştiğini bir hayal edelim..

İstanbul’da Tarihi yarımada, Kapalı Çarşı, Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Sultanahmet Camii gibi (her yıl inanç turizmi kapsamında dini ziyaretler için milyonlarca insanın ziyaret ettiği) zengin bölgelerin geçen sene 17 milyondan fazla turist ağırlamış olması şaka değil. Haziran ayının ilk haftasında açıklanan verilere göre ise geçen yılın ilk dört ayından 500.000 fazla turisti ağırlayarak, henüz sezon canlanmadan 5 milyon yabancı turist rakamına ulaşmış olmak büyük bir başarı. Türkiye genelindeki örnekleri çoğaltmak gerekirse, Kapadokya’da bulunan Peri bacaları, yer altı şehirleri ve sıcak hava balon turları, Efes’teki Antik kent ve Artemis Tapınağı, doğasılya öne çıkan Karadeniz’deki yeşil yaylalar, doğa yürüyüşleri ve yayla turizmi, Uludağ’da kayak ve kış sporları, Afyon ve Yalova’da bulunan termal kaplıcalar, Pamukkale’deki termal sular ve travertenler, Antalya (golf vb. yanında) ve Belek’te bulunan lüks spa hizmetleri güzel birer örnektir. Gastronomi turizminden örnek vermek gerekirse ile Antep’ten Hatay’a, Diyarbakır’dan Mardin’e uzanan GAP turları, Ege bölgesindeki zeytinyağlı ve şarap turları vb. örnekler ağzımızı sulandırmaya yetti diye düşünüyorum.

Ülkemizde özel ilgi turizmi denince akla kültürel ve tarihi güzellikleri ile öne çıkan Girne Antik Liman, Girne ve St. Hilarion Kaleleri, Bellapais Manastırı (ortaçağ kale ve manastırları), Mağusa’da bulunan Salamis Antik Kenti (Antik Roma kalıntıları ve arkeolojik sit alanları), doğal alanlar ve bakir plajlar söz konusu olunca akla gelen ilk yer olan Karpaz Yarımadası, Caretta Caretta kaplumbağalarının yumurtlama alanlarından olan Alagadi Plajı, yine bu alanlar arasında olup Safari turlara başlayan Akdeniz köyü, kültürün her türlüsünü aktaran Bağlıköy, bağcılıkla ön plana çıkan Galatya, ve kuş fotoğraf çekimi, dağcılık için ülkemizde olan çeşitli destinasyonlar. Girne’de özellikle çevre yolunun üstündeki ve deniz kenarındaki yürüyüş rotaları devreye girince özel ilgi turizmi alternatiflerinin artacağı düşüncesindeyim. Erişilebilirlik sıkıntısı da olmazsa bu alanlar pek çok turist profili tarafından tercih edilebilir.

Gastronomi turizminde her hafta değindiğim magarına bulli, kleftigo, şeftali kebabı gibi yemeklerin ekmek kadayıfı ve ceviz macunu gibi tatların otellerde sergilenmemesi çok üzücü bir noktayken patates, çilek, narenciye, çeşitli baklagil, pekmez, zeytinyağı ve telif hakkına sahip olduğumuz hellim gibi hem çok kaliteli hem de üreticilere çok ciddi kazançlar sağlayabilecek yerli ürünlerin daha fazla üretimine teşvik edilmesi (devlet tarafından) ve ön plana çıkarılması gerekmektedir. Uzun tuttuğum gastronomi kısmına ek, botanik turizmi, mitoloji ve arkeoloji gibi diğer özel ilgi turizmi alanlarında da ülkemizde ciddi bir hazine mevcuttur. Yazımda sona gelirken kısaca özetlemem gerekirse özel ilgi turizmi, turizmin daha niş ve kişiselleştirilmiş bir formu olarak görülen ve genellikle turistlerin derinlemesine ve hem farklı hem de daha anlamlı deneyimler yaşamasına olanak tanıyan bir turizm çeşididir…

Benzer Haberler

Başa dön tuşu