ÇevreGündemKıbrısManşetToplum

Kısır Döngü

Hayat pahalılığı açıklandı ve bu ay sonu maaşlara yansıyacak. Devlet ciddi bir yükün daha altına girip yöneticiler mutlu olmayacak. Yıllardır zam alamayıp hayat pahalılığıyla yetinen ve refah seviyesini yukarıya taşıyamayan memur da mutlu olmayacak. Haliyle asgari ücrete de bir miktar zam yapılacak ama ne yapılırsa yapılsın asgari ücretli de mutlu olamayacak. Bu artışları veren işveren de mutlu olmayacak ve ürettiği veya sattığı ürünlere zam yapacak. Zammı gören halk da mutlu olmayacak. Kısacası bu kısır döngü devam ettiği sürece ülkedeki hiç kimse mutlu olamayacak.

Peki, çözüm ne? Ekonomistlerin ciddi bir komite kurup somut çözüm önerileri üretmesi ve kamuoyunun baskı yapmasını sağlaması lazım. Yasadışı, ülkede dolaşan paranın 10 milyar sterlinin üzerinde olduğu söyleniyor. Bunu yasal bir zemine koyup %20’sini vergi olarak alsanız devlet bütçesi üçe katlanır ama nedense bu yapılmıyor. Devletin bütçesinin güçlü olması demek yatırım ve sübvanse gücünün artması demek. Bu da temel gıda maddeleri ve yaşamsal ürünlerde vergi indirimi yani hayatın ucuzlatılması demek. Gemikonağı limanının tekrardan faaliyete geçirilmesi ve yaklaşık 100 milyon euroluk bir maliyeti olan CMC alanının temizlenip (ki bu yaklaşık 2000 dönümdür) serbest bölge haline getirilmesi belki de Dubai örnekli bir ticaret bölgesi yaratılmasını getirecektir. Turizmin doğru teşvik yöntemleri ile ülkeye para bırakacak turist için teşvik edilmesi, eğitimde, hayata geçen e-vizeye bir de oluşturulacak deport fonuna aktarılması için 300-350 dolar veya euro gibi bir harç eklenmesi ve tüm deportların bu fondan karşılanması, turiste sağlık sigortası ile devlet kasasının teşvik fonuna aktarılması için para girmesinin sağlanması, yani devletin bütçesinden ödenen birçok kalemin yine maliye kontrolünde fonlarla döner sermaye haline getirilmesi. Tüm bu elde edilen gelirlerle siyasi istihdam değil özellikle eğitim başta olmak üzere, sağlığa ve ülke tanıtımına doğru yatırımlar yapılması. Yolların uluslararası standartlara kavuşturulması. Düzeltilecek eğitim sistemi ile geleceği doğru yönetecek çocuklar yetiştirilmesi. Unutulmamalıdır ki nasıl eğitirsek öyle yönetileceğiz. Ekonomist olmayan aklımın kestikleri bunlar. Bu ülke artık rüyadan uyanmalı. Siyasiler şu anda bulundukları pembe rüyalardan sıyrılmalı ve ülke gerçekleri karşısında milletin aklıyla dalga geçmek yerine ciddi şekilde profesyonel komitelerle harekete geçmeli, üretmeli, uygulamalı ve denetlemeli. Muhalefetler siyaseti yönetim dışında kalıp durmadan bağırarak sadece iktidarları yıpratma olarak görmemeli. Saati geldiğinde elini taşın altına koymaktan kaçınmamalı. Basın mensupları kişilerle değil sistemlerle uğraşmalı. Ülkede siyaset ve rüşvet almış başını gidiyor. Herkes birbiriyle uğraşıyor ama sistemin düzeltilmesi için kimse somut ve ülke gerçeklerine uygun şeyler ortaya koymuyor. Bireysel menfaatler toplumsal menfaatlerin önüne geçmiş ve herkes sistemini bunun üzerine kurup oyununu oynuyor. Ev sahipleri asgari ücretin 1.5-2 katı kira istiyor ama bu kiraları ödeyebilenleri adada istemiyor. Yerli halk evlenip ev kurabilecek bütçede ev bulamıyor. Satın almayı geçtim kira bulamıyor.

Yani kısacası baştan aşağıya sürekli kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz ama nedense farkında değiliz. Başta da dediğim gibi ülkede bir kısır döngüdür gidiyor. Sağıyla soluyla aklımızı başımıza toplamazsak 1950-60’larda papazın bize yapmaya çalıştığını biz kendi kendimize yapacağız. Çünkü suçu kendimizde değil başkalarında arıyoruz. Beyin göçü değil ailesel göçler yaşıyoruz…

Benzer Haberler

Başa dön tuşu