Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), İstatistik Kurumu’nca açıklanan fiyatların ortalamaları alınarak hazırlanan rapora göre, 4 kişilik bir aile için 31 Mart 2021 tarihi itibariyle açlık sınırının 7 bin 149 TL olarak hesaplandığını açıkladı.
KTAMS açıklaması şöyle:
KKTC Sağlık Bakanlığına bağlı Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi’nden almış olduğumuz 4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde beslenmesi için gerekli olan beslenme kalıbı ve bu kalıptaki maddelerin İstatistik Kurumu’nca sendikamıza gönderilen fiyatlarının ortalamaları alınarak hazırladığımız rapora göre, 4 kişilik bir aile için 31 Mart 2022 tarihi itibariyle açlık sınırı 7149 TL olarak hesaplanmıştır.
Sendikamızın yapmış olduğu çalışmaya göre sağlıklı beslenmek için yetişkin bir kadının yapması gereken zorunlu gıda harcama tutarı günlük 61,24 TL, aylık 1.837,2, yetişkin bir erkek için günlük 64,25 TL, aylık 1.927,5 TL, 15-19 yaş çocuk için günlük 67,45 TL, aylık 2.023,5 TL ve 4-6 yaş çocuk için günlük 45,36 TL, aylık 1.360,8 TL’dir.
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (Açlık Sınırı) 7.149 TL’dir. Asgari Ücrete 1 Ocak 2022 tarihi itibariyle yapılan artışa rağmen Türk Lirasında meydana gelen değer kaybı nedeniyle Mart 2021 tarihinde yürürlükte olan brüt 4400 TL’lik asgari ücret 382 Sterline denk gelirken bugün yürürlükte olan brüt 7000 TL’lik asgari ücret itibariyle 361 Sterline gerilemiştir. Ülkemizde birçok mal ve hizmetin fiyatı dövize endeksli olduğu göz önüne alındığında asgari ücretlinin alım gücünün yükselmediği, aksine hızla eridiği görülmektedir.
İstatistik Kurumunun resmi rakamlarına göre ülkemizde 2022’nin Mart ayında %13.01 son üç ayda %27.73, bir yılda %83.19 enflasyon meydana gelmiştir. Özellikle Elektriğe akaryakıta, tüp gaza, ekmeğe, süt ve süt ürünlerine yapılan yüksek oranlı zamlar halkın adeta belini bükmüştür. Bu şartlar altında değil asgari ücretliler orta düzeyde maaş alan kamu ve özel sektör çalışanlarının ve ailelerinin dahi sağlıklı beslenme olanağı kalmamıştır. Hükümet edenler dar ve sabit gelirli kesimlerin alım gününü koruyucu tedbirler almak yerine kaşıkla verdiklerini kepçeyle alarak zaten zorda olan bu kesimleri adeta sefalete doğru sürüklemektedir.
Açlık sınırı hesaplamalarında sadece zorunlu gıda harcamalarının fiyatları baz alınmaktadır. İnsanın sosyal bir varlık olduğu gerçeğinden hareketle zorunlu gıda harcaması dışındaki mal ve hizmetlerin fiyatlarında meydana gelen artışlar alım gücünün sürekli olarak erimesine yol açmaktadır. Yani kısacası asgari ücrete ve kamu çalışanlarının maaşlarına yapılan artışları, daha çalışanın eline geçmeden enflasyon yutmuştur.
Yaşanan hayat pahalılığı karşısında çalışanların, dar ve sabit gelirli kesimlerin alım gücünün korunması adına hükümetin acilen radikal tedbirler alması gerekmektedir. Sınırsız teşvik uygulamalarından derhal vazgeçilmeli, çok kazananlardan kazançları oranında vergi alınmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalı, Kalkınma Bankasından yandaşlara dağıtılan ve geri ödenmeyen 748 milyonluk kredinin tahsil edilmesi sağlanmalı. Krizi fırsat bilerek fahiş fiyatlar uygulayan tüccarlara dur demek için piyasa denetlenip caydırıcı cezalar uygulanmalı. Bu enflasyonist yapıda çalışanların ve halkın alım gücünün korunmasının en etkili yöntemi hayat pahalılığı ödeneğinin iki ayda bir asgari ücret dahil tüm maaşlara uygulanmalı ve enflasyonist yapıdan kurtulmamızın önünü açacak yöntem olan stabil muhasebe sistemine geçilmesi için çalışma yapılmalı.
Kısacası halkın hayat pahalılığı altında ezilmemesi için eğer niyet varsa hükümetin elinde imkanlar vardır. Yeter ki hükümetin bu yönde iradesi olsun.