Ülkemize ve geleceğimize sahip çıkmak sadece yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesiyle mümkün değildir. Hukuk devletinden de ancak, yasalar kağıt üzerine yazılı birer kural olmaktan öteye geçip ciddiyetle uygulandıkları zaman söz edilebilir.
Çevreyi, doğayı ve biyolojik zenginliklerimizi korumak konusunda da durum bundan farklı değildir. Sadece yasalar veya emirnameler çıkararak çevresel mirasımızı yarınlara aktarabileceğimizi sanmak cehaletin en büyüğüdür.
Önemli olan yasaları ve emirnameleri uygulayacak olan kurumların duyarlılık göstererek görevlerini yerine getirmesidir. İşte bizde eksik olan da tam olarak budur.
Ülkemizde, Çevre Yasası’nın amir hükümleri doğrultusunda hazırlanan ‘‘Flora ve Fauna’nın Korunması Emirnamesi’’ ile çok sayıda bitki ve hayvan türü koruma altına alınmıştır.
Beyaz Kekik (Origanum syriacum), Kıbrıs Karanfili (Dianthus cypria), Medoş Lalesi (Tulipa cypria), Kıbrıs Orkidesi (Ophrys kotschyi), Yeşil Kaplumbağa (Chelonia mydas), Koca Engerek (Vipera lebetina) ve Akdeniz Foku (Monachus monachus) bunlardan sadece birkaç tanesidir.
Ne var ki, koruma altında olan türlerin tamamı sadece ‘‘sözde’’ koruma altındadır ve bunları tahrip edenlerle ilgili herhangi yasal bir işlem yapılmamaktadır. Bu duruma en güzel örneği ise şimdilerde çiçeklenme mevsimini yaşayan ve beyaz çiçekleri ile Kıbrıs’ta bir kültür haline dönüşen ‘‘nergisler’’ oluşturmaktadır.
Çevre Koruma Dairesi tarafından çıkarılan ‘‘Flora ve Faunanın Korunması Emirnamesi’’ne göre nergis bitkisi toplanması-satılması yasak olan bitkiler arasındadır. Çevre Yasası uyarınca bu bitkilerin toplanması ve satışının cezası ise ‘‘asgari ücretin iki katıdır’’.
Dahası, bu suçlara da para cezası tebliğ etme görevi yasa tarafından açıkça Polis ve Çevre Koruma Dairesi yetkililerine verilmiştir. Buna karşın, yol kenarlarında arabaları durdurarak satmaya çalışan çocukların ellerinde veya alış veriş yapmak için içeri girdiğiniz bir marketin tezgahında ‘‘satılık’’ nergisleri görebilirsiniz.
Peki ama, neden? Yanıt basit: bizim ülkemizde yasalar her zaman geçerli değildir. Gerektiği zaman, gerektiği kadarını uygularız. Gerisi hikaye…
Tüm uyarılara ve uzmanların çağrılarına rağmen Çevre Koruma Dairesi ve Polis sessiz kalmaya devam ederse sonuç vahim olacaktır. Çünkü, nergislerin soğanla ürediği ve çiçeklerinin toplanmasıyla tükenmeyeceği kanısı son derece yanlıştır.
Çiçeklerin toplanmasıyla yeni tohum oluşumu engellenmekte ve sadece mevcut soğanlarla çok sınırlı bir üretim olmaktadır. Çiçekler toplanmazsa oluşacak tohumlar yeni nergisleri meydana getirecek ve neslinin tükenmesi önlenecektir.
Üstelik, soğanla üreme sonucu tür içi varyasyonlar ortandan kalkar ve oluşan nergislerin iklimsel koşullara adaptasyonu mümkün olamaz. Sonuçta, yıldan yıla yabani nergislerin miktarı azalır ve tür bütünüyle ortadan kalkar.
Kısacası, nergisgiller familyasından 20-30 santimetre boyundaki narin bir bitki olan nergislerin (Narcissus tazzetta) tükenmesine sanıldığından çok daha yakınız.
Hatta, son günlerde nergis satışından para kazanmak için yurt dışından ülkemize ekiplerin de geldiği söyleniyor. Toplanan çiçeklerin miktarı nergislerin nesli tüketebilecek kadar korkunçtur. Elbette bu konuda herkese görev düşüyor ve bir şeyler yapmak için henüz geç değil.
Yabani nergislerden satın almayarak satanları polise veya ALO 123 Çevre Hattı’na ihbar etmek bugün için size gereksiz bir iş olarak görünebilir. Ama emin olun ki yarın çocuklarınız böyle düşünmeyecektir.