ManşetSağlık

Sağlık Süreniz mi Önemli Yoksa Yaşam Süreniz mi?

Hepimiz bir gün elbet yaşlanacağız bu aslında doğal ilerleyen bir süreç fakat bunu nasıl yapacağınız ve en iyi halinizle, en iyi şekilde sağlıklı nasıl yaş alacağınız sizin aslında günlük ve genel yaşam şekliniz ile belirlenecektir.

Anormal yaşlanma (normal dışı yaşlanma) dediğimiz yani biyolojik yaşınızın (içsel sağlığınızın ) ne yazık ki kronolojik yani yaşınız ile uyumsuz şekilde senkronize olamaması sonucu daha erken yaşta çökmesi ve erken yaşta ve zamansız biçimde vücudunuzda disfonksiyon, kronik hastalıklar, kronik yorgunluk, kas eksikliği ve erkenden vücudunuzda oluşan güçsüzlükler ve hassasiyet baş gösterebilmektedir.

Carl GUSTAV JUNG önemli bir sözü der ki; Krizler, sarsıntılar, hastalıklar tesadüfen ortaya çıkmaz. Bir gidişatı düzeltmemiz, yeni yönelimler keşfetmemiz, başka bir yaşam yolunu deneyimlemeniz için gösterge görevi görürler. Burada demek istediği yaşadığınız hayat tarzı aslında sağlığınıza iyi gelmiyor ise ve size bunu değiştirmek için bir şans verilmiş ise ve bu fırsatı değerlendirip sağlığınızı kendi ellerinize alma zamanı gelmiştir.

Bu söz açıkça her şeyin kaderinizde yazıldığı gibi olması gerekmediği ve ayrıca sağlığınızın aslında sadece genetiğinize bağlı olmadığı bunu hayatınıza yapacağınız ufak değişikliklerle de sizin durumu yönetebileceğinizi ortaya koyuyor. Sağlıklı beslenme bu işin yüzde 50’si ise diğer yüzde 50’si mutlaka insanın pozitif bir değişime girme isteği ve mental olarak zihnini değişime açık tutması ile gerçekleşebilmektedir. Duygu ve düşüncelerini dengede tutabilen bir insan sağlıklı bir insandır. Zihin bizim en iyi arkadaşımız olabilir iken en büyük düşmanımız da olabilir onu yönetebilmek de bir sanattır.

Yeni bir yaşam biçimine geçiş yaparken disiplinli olmak kendinize verebileceğiniz en büyük sevgidir. Her şey önce güzel bir niyet ile başlar. Bu daha zayıf daha fit veya daha sağlıklı olmak için gibi niyetlerden bahsedebiliriz. O niyet daha sonra hayatınıza yeni davranışlar kazandırır. O davranışları sürdürdükçe ve süreklilik geliştikçe alışkanlıklar gelişir ve zaman içinde bu sağlıklı yaşam şekli sizin yaşam biçiminiz haline gelir.

Her gün tercih ettiğimiz gıdalar bizi hücresel boyutta etkilemektedir. Her bir gıda metabolizmamızı, biyolojimizi ve biyolojik ömrümüzü etkileyebilecek bir potansiyel barındırır. Vücudumuzda her bir hücre yediğimiz yiyeceklerden oluşur fakat sadece hücrelerimizi biyolojik boyutta etkileyen yiyecekler değil bunların yanı sıra günlük yaşanılan duygu, düşünce, stress ve sevgi de bizi hücresel boyutta besleyebilir veya yıkımlara yol açabilmektedir. Sevgi aslında en yüce iyileştirici güç ve bir insanı sevmek ve sevilmek sizi dünyada ölüm sebeplerinin başında yer alan Kardiyovasküler hastalık ve inme gibi durumlardan koruma potansiyeline sahiptir. En uzun ve sağlıklı yaşayan toplumların aslında kendilerinde aidiyet, paylaşım ve sevgi olduğu uzun senelerdir gözler önüne çalışmalar yolu ile serilmekte. 8 haftada boyunca yapacağınız doğru deyişimler sayesinde ömrünüzü yani biyolojik yaşınıza 3 sene geriye sarıp alabilmeniz mümkün, bunların başında D Vitamini büyük bir rol oynamaktadır.

Çoğu zaman insanlar ben sağlığım için her şeyi denedim ve kilo veremiyorum dedikleri zaman aslında onlar için yanlış olan ve kendi kişisel ihtiyaçlarına uymayan bir diyet protokolü izlediklerini fark ediyorum. Çoğu insan moda olan ve geçerliliği olmayan geçici ve yaşam şekline uymayan bir diyet uyguladığı için vücuduna fayda sağlamak yerine zarar verebiliyor ve bununla beraber sonuç alamayınca veya sonuç alınsa bile kendini sağlıklı hissetmediği için tüm umutları ve motivasyonu hızlıca yıkılıyor. Sizin için çok basit, temel ve sürdürülebilir bir diyet ve yaşam sekli denemediyseniz halen tam potansiyelinize ulaşmadınız demektir.

Sağlığınızı bir kart oyununa benzetebilirsiniz elinize dağıtılan bur kartlar, yani aileden gelen genetiğiniz bu 25.000 bin geniniz sizin elinize verildiği zaman elinizde kalma ve sizi etkileme olasılığı sadece aslında yüzde %10-%20 arasında çünkü doğru hamle ve doğru adım atarak elinizdeki kartlarınızı doğru oynayarak sağlığınızı gitmesi gereken yöne kolayca ulaştırabilirsiniz.

Diğer bir yandan günlük yiyecek ve içecekten alınan her 1000 kcal fazlası, her gün 8-10 saat oturmak, yarım paket sigara içmek, 6 saat den her gece az uyumak ve özellikle elektrolit seviyelerinizin az olması vücudunuzda bozul olması ömrünüzden 10 sene çalmaktadır. İnsanlar aynı zamanda doğadan uzaklaştıkça kendilerinden de uzaklaşmaktalar. Çin tıbbı insan ve doğa arasındaki ilişkiyi interaktif ve ayrılmaz bir ikil olarak tanımlarken biz bu modernize edilmiş dünyada ne kadar doğa ile iç içe olduğumuzu bu devirde sorgulamak zorundayız. Ancak içsel dünyamız dışsal dünya ile senkronize bir şekilde yaşar ise sağlıklı bir birey ortaya çıkar.

Peki, hangi davranışların size sağlıklı bir ömür vereceğine bakacak olur isek, ilk başta insan erken yatıp erken kalkar ise özellikle sabah 5’te kalkan bireylerin kendilerine daha iyi baktıkları ve kendileri için zaman harcadıkları ortaya çıkmış. Atalarımız ne demiş erken kalkan yol alır. Sabah güneşi mutlaka selamlamayı unutmayın, ayrıca yatmadan kafanızı boşaltmak sağlıklı bir uyku için çok önemli. Bu düşünceleri kâğıda dökün ki zihniniz daha huzurlu bir şekilde dinlenebilsin. Zaten uyku kaliteniz direk sağlığınız belirleyen birinci etmendir demek yerinde. Her gün kendinizi geliştirin, yeni kitaplar yeni hobiler edinin. Günde 20 sayfa kitap okumak zihninizi dinlendirmek için de iyi bir yöntem. Aralıklı oruç tutmak yine hücresel sağlığınız ve vücudunuzun dinlenmesi için güzel bir zaman, aralıklı oruç kişiye göre ayarlanmalıdır.

Günde sevdiğiniz ve zevk alabileceğiniz bir spor dalı seçip düzenli şekilde uygulayın bunu günde 10 dakika ile başlayarak yavaş yavaş çoğaltın ve her gün sporunuzu 1 saate çıkarmaya çalışınız. Her gün kendinize 10 dakika sessizlik zamanı ayırın ve kendiniz ve düşünceleriniz ile baş başa kalmaktan korkmayınız. Sessizce bir yerde oturmak, farkındalık geliştirmek ve zihni susturup iç sesinizle baş başa kalmak ruhunuza iyi gelecektir. Öğün tüketme saatiniz direk sağlığınıza ve kilonuza etki eden en önemli unsurlardan bir tanesi. Düzenli ve sevdiklerinizle beraber sofrada oturmak hem sindirim hem de ruhani durumunuza katkı sağlar. Her gün aynı saatlerde kahvaltı özellikle 9.00 ve 10.00 arası kahvaltı için en uygun saat olarak belirlenmiştir. Gece ise 17.30 sonrası besin tüketmek hem bedenin yorulmasına, şeker kontrolünün bozulması ve uyku kalitenizin düşmesine vesile olabilmektedir. Günde ihtiyacınız olan kadar mevsimine uygun katkı maddesi içermeyen doğal gıdalar ile beslenme ve özellikle kaliteli protein ve kaliteli sebzeler tüketmeniz kas kaybı önlemek adına ve bağırsakların optimal çalışması için çok önemlidir. Çiftlikten çatala konseptini göz önünde bulundurarak besin seçimi yapmak daha az kimyasala ve organik gıda seçmenize vesile olur.

 

Benzer Haberler

Başa dön tuşu