Sokak Hayvanları
Beni tanıyanlar sokak hayvanları ile olan düşüncelerimi iyi bilirler. İçimizi acıtan 8 sokak köpeğinin öldürülmesi ile ilgili birkaç satır yazmasam rahat edemezdim.
Sokak hayvanları, özellikle sokak köpekleri bu ülkede sorun mudur? Evet sorundur. Başıboş sokaklarda gezen ve özellikle kısırlaştırılmamış, gruplaşan köpekler zaman zaman hem insanlara hem de diğer hayvanlara zarar vermektedirler. Bu sorunun çözümü onları öldürmek mi? Tabiki de hayır. Onlara ben evlat diye seslenirim. Evimde küçük ırk bir köpeğim var ve tam bir evlat gibi. Dolayısıyla tüm bu canlara da evlat diye seslenirim. Bu canların yaşamına son vermek kimsenin hakkı olmadığı gibi bilinçsizce çoğaltmak, bakacağına dair doğru kanaat getirmeden sahiplenmek, alıp gönül geçirip sokağa atmak da kimsenin hakkı değildir.
Peki ne yapmak lazım? Öncelikle iş burada devlet yönetimine düşüyor. Kaçak veya dengesiz çoğaltmanın önüne geçilmeli. Çip konusu büyük cezalarla zorunlu bırakılmalı ve belediyeler bölgelerindeki her sahipli hayvan için mutlak surette kayıt istemeli. Her yıl eskiden olduğu gibi bu hayvanların belediyeye ibrazı ve ruhsat yenilemesi zorunlu olmalı. Gelen ihbarlar dikkate alınmalı ve ruhsatsız köpekler için ciddi cezalar koyulmalı. Kaçak hayvan üretenler ciddi meblağlarla cezalandırılmalı. Bu yazdıklarım uygulanaya geçilirse sokak hayvanları%80 azalacaktır inancındayım.
Bunun dışında yine de kalan sokak hayvanları için tüm belediyeler bir kısırlaştırma ve yaşam alanı projesi yapmalı. Hayvanları sokaktan toplayıp 2 metrekare kafese kilitlemek de insanlığa sığmaz dolayısıyla büyük ormanlık bir alan tellenip bu hayvanların orada serbestce yaşaması sağlanmalı, yuvaları koyulmalı ve günlük bakımları yapılmalıdır. Devlet yöneticileri ile belediyeler isterse bu projeyi yapmak zor değildir.
Ülkede dernek olarak veya bireysel çaba harcayarak barınak yürütmeye çalışan gönüllüler az da olsa vardır, sosyal medya hayvan sevicilerinden bahsetmiyorum. Bu insanların kısıtlı imkanlarla yapmaya çalıştığını belediyeler yapsa ve yaşam alanları oluştursa inanın gönüllüler de artacak ve yaşam alanların bakım ve idamesi daha rahat olacaktır. Bunun yanında zabıta köpekler projesi ile belirli ırklar egitilip işyerlerine bekci olarak sahiplendirilebileceklerdir. Düşünsenize kulağında belediyeye ait bir küpe ile işyerinizi veya evinizi koruyan, tehlike sezmedikten sonra uslu uslu kapınızda yatan sevimli bir dost. Tehlike anında ise karşı tarafı etkisiz hale getirmek için eğitilmiş bir bekci. Bunlar yapılamayacak veya büyük bütçeler isteyen işler değildir. Belediyeler ve devlet yönetimi düzgün bir irade ortaya koyduktan sonra her yerde uygulanabilecek hayvan dostu projelerdir. Sokak hayvanları için kendi imkanlarıyla barınak kurup varını yoğunu bu uğurda harcayan ve bu yüzden devletin belli kurumları tarafından mahkemelerde süründürülen kişiler biliyorum. Devlet bazen destek olacağına ne acıdır ki köstek bile olmaktadır. Sorun da zaten tam buradadır işte.
Alsancak’ta öldürülen 8 köpeğin bulunduğu sokağı anayol tamamlanmadan önce çok kullanıyordum. Orada gruplaşmış şekilde dolaşan bu canlar belli ki içinde hayvan sevgisi olmayan, hayvana nasıl yaklaşacağını bilmeyen bir insan müsveddesini korkutmuş ve o da bu yolla 8 cana kıymıştır. Polis ciddi bir soruşturma ile bu olayı aydınlığa çıkarabilir. Yapan kişi ciddi bir ceza alırsa bundan sonrasının da önüne geçilir. İnşallah ölenler köpektir diye 3 günde unutulup gitmez.
Yani özetle demem o ki ülkemizi yöneten yöneticilerin artık ortaya dünyalı vizyonlar koyması gerekmektedir. Bu sokak hayvanları için de, ülke yönetimi için de, ülkenin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için de önemlidir.