İnek sütünü ele aldığımız zaman aslında iyi bir proteinkaynağı olup , özellikle vitamin ve minerallerden zengin bir içecektir. Ayrıca hayvansal protein kaynakları içerisinde önemli bir iyot kaynağıdır. İyot özellikle büyüme ve gelişim fonksiyonları üzerinde önemli rol oynarken bir başka önemli bir görevi tiroid hormonlarının normal üretilebilmesi ve fonksiyonları üzerine önemli bir role sahip olmasıdır.
Süt aynı yumurta gibi örnek bir amino asit profiline sahiptir. Örnek amino asit profiline sahip gıdalar vücudumuza elzem olan yani dıştan alınması gereken tüm proteini sağlamaktadır. Sütün zengin bir kalsiyum kaynağı olmasının yanında fosfor,magnezium,potassium ve özellikle enerji metaboliması ve sinir sistemi üzerine etkili olan B grubu vitaminlerinden de zengindir.
Bir kupa yani yaklaşık olarak 240 ml sütte 7.7 gr protein bulunmaktadır. İki çeşit protein molekülü bulunan süt, kazein ve whey fraksiyonlarından %80 kazein ve % 20 whey proteini içermektedir. içerisinde bulunan casein proteini aslında vücudumuzda kalsiyum ve fosforun emilimini arttırmakta ayrıca casein tansiyonu dengelemeye yardımcı olduğuyapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkmıştır .Süt de bulunan whey proteinlerinin özellikle DZAA- dallı zincirli aminoasitlerden oluşması yani (leucine, isoleucine ve valin)’den zengin olması özellikle kas kütlemizin büyümesi ve korunmasında önemli bir role sahiptir. Çocuklara en çok söylenilen ‘süt içerseniz güçlü kemikleriniz uzun bir boyunuz ve sağlıklı bir iskelet sistemiz olur’ deyimi kısmen doğru olsa da, tamamen doğru değildir. Sebebi ise, kalsiyumun tek başına güçlü bir iskelet sistemi oluşturması mümkün değildir ve kalsiyum yanında mutlaka D vitamini , fosfor,magnezyum ve boron gereklidir. Süt kendi içinde D vitamini bulundurmazken Avrupa ülkeleri mutlaka süt ve süt ürünlerine D vitamini zenginleştirilmesi şartını koşmaktadır. Sütte bulunan kalsiyumun görevini yerine getirebilmesi içinsüt ve süt ürünleri alırken mutlaka D vitamini ile zenginleştirilmiş olanını seçmenizde fayda vardır. D vitamini vücudumuzda bulunan serum kalsiyum düzeylerini kontrol ederek , serumda fazla bulunan kalsiyumu kemik içerisine ve sağlıklı güçlü kemikler oluşmasına yardımcı olur, fosfor vücudumuzda % 80 iskelet sistemimizde bulunup kalsiyum ile beraber güçlü kemik matrixi sağlamaktadır.
Hayvansal sütlerde tercih yaparken mutlaka 1 ve -5 yaş arası çocuklarda tam yağlı %3.25 ve organik süt tercih edilmelidir. Özellikle organik ve tam yağlı tercih edilmesinin sebebi sütün daha az pestisid,antibiyotik, hormon içermemesi veçocuklarda tokluk mekanizmasına yardımcı olarak paketlenmiş ve sağlıksız yiyecek tüketimini azaltıp , çocuklarda obeziteyi önlemeye katkı sağlamasıdır. Ayrıcaiçerisinde buluna yağ asidleri süt organik ise yine omega – 3 içerip ayrıca yağda eriyen vitaminlerin emilimini (A,D,E,K) arttırarak çocuk gelişiminde katkı sağlayacaktır. Yetişkinler özellikle kilo kontrolü sağlamak veya zayıflamayı planlıyorsa yarım yağlı yani %2 yağ içeren süt ve yoğurt tercih edilebilir.
Süt ile diğer bir sorun ise içerisinde bulunan laktoz yani sütün içerisinde bulunan karbonhidrat çeşididir. Dünya nüfusunun %75 inde laktoz intoleransı görünmektedir. Bu aslında insan vücudunda yetersiz laktaz enzimi sonucu ortaya çıkar. Konuya daha detaylı bakacak olursak , süt şekeri olarak bilinen laktozun , galaktoz ve glikoza ayrılamaması sonucu ince bağırsaklardan emilmeden, kalın bağırsağa geçip orda bağırsaklarda bakteriler tarafında fermentasyona uğrayarak şişkinlik ve ağrı yapması sonucu rahatsızlık vermesidir. Normal şartlarda laktoz intoleransı çok büyük şikayetlere sebep olmazken daha fazla, gaz, şişkinlik, sancı vehazımsızlık gibi semptomlar ortaya çıkar. Sizin de böyle sikayetleriniz mevcut ise en az 2 hafta süt ve süt ürünlerini tamamen kesip onları laktozsuz süt, laktozsuz yoğurt ve laktozsuz peynir ile bir müddet eliminasyon diyeti ile vücudunuzu izlemeniz gerekmektedir. Daha sonra yavaş yavaş ilk başta normal peynir ve yoğurdu baştan diyete entegre ederek vücudun nasıl tepkiler verdiğini gözlemlemenizde fayda var. Süt ve süt ürünlerinin size verdiği rahatsızlığın alerji veya intoleranans olduğunu ayırt edebilmek adına mutlaka bir hekim ve diyetisyene başvurmanızda fayda vardır.
Hayvansal sütlere alternatif olarak bir müddet bitkisel bazlı sütleri tercih edebilirsiniz ama bu sütler de en büyük sorun içlerine eklenmiş olan şeker ve kıvam vericileridir. Bitkisel süt seçerken mutlaka şekersiz, tercihen organik ve mutlaka içerisine , kalsiyum ,B12, D, İyot ile zenginleştirme yapılmış olanları şeçiniz. Ben kişisel olarak şekersiz badem sütü ve yulaf sütünü tercih etmekteyim. Badem sütü özellikle iyi bir E vitamini ve magnezyum kaynağıyken , soya sütü ise hayvansal süte en yakın protein profilini içermektedir. Özellikle soya ve badem sütü seçerken mutlaka organikolanını tercih etmeniz tarımsal ilaç ve pestisitlere maruz kalmanızı azaltacaktır.
Gün geçtikçe insanların çevrelerine,hayvanlara , hayvan haklarına ve sürdürülebilir gıda politikalarını daha yakından anlaması ile beraber insanları bir çok besin çeşidine karşı arz ve talepleri değişebiliyor! Süt ve süt ürünlerini bu açıdan değerlendirecek olur isek tabi ki çevre ve çevre kirliliğine, sera gazı üretimine yani küresel ısınmaya ve tabii ki hayvan sütünün kendi yavrularına değil de biz insan oğluna verilmesi ile hayvan haklarını çiğnemiş oluyoruz. İlk doğduğumuz andan itibaren en az 6 aya kadar anne sütü ve daha sonra ticari formül sütleri ile 1 yaşına kadar bu süreç devam etmekte, 1 yaş sonrası çocuklara ancak inek sütü önerilmektedir. Bunun en büyük sebebi çocukların inek sütünde bulunan proteinleri tam olarak sindiremeyip vücutlarında bağırsaklarda sorun yaratarak ,sızıntılar sonucu büyük partiküllerin kana karışarak bağışıklığı aktive eden reaksiyonlar başlatmasıdır. Özellikle allerjiler,bağırsaklarda sorun ve ne yazık ki otoimmünhastalıklar; özellikle inek sütüne erken maruz kalmış çocuklarda tip 1 diyabet görülme riski daha yüksektir.
Diğer bir taraftan 50 ve 75 yaş üstü bireylerde dengeli beslenmek çok önemlidir. Yaşlandıkça kas ve kemik metabolizması regülasyonu üzerinde bozulmalar meydana geleceğinden osteoperoz ve sarcopeni gelişebilir,sarkopenihem kas kütlesinde azalma hem de kas da güçsüzlük ile tanımlanır . Bununla beraber vücut yağında artış gözlemlenirken kas ve kemik kütlesinde düşüş gözlemlenir. Bu ilerleyen yaşlarda düşmelere bağlı kemik kırıkları ve düşme sonucu yaşlılarda ölüm sebeplerinin başında yer alır. Bunu önlemenin en kolay ve ekonomik yolu aslında süt ve süt ürünlerinden geçer. Süt diğer protein kaynaklarına göre hem yaşlı bireylerde kolay tüketilebilirken hem de maddi açıdan diğer hayvansal gıdalara göre daha ekonomiktir.
Bu nedenlerden dolayı süt ve süt ürünlerinin her yaşta ve hayatımızda kişinin bireysel durumunu göz önünde bulundurarak sağlıklı bir diyet örüntüsünde yer verilmelidir.