Yaza daha sağlıklı ve fit girebilmek adına kendi evinizde ve kendi zamanınızda diyetisyene gitmeden hayatınıza yavaş yavaş entegre edebileceğiniz ve düzenli şekil de uygulandığı zaman kilo vermenize destek sağlayacak taktiklerden bahsedeceğim.
Burada önemli olan kilo vermenin sadece yediğiniz gıdalara ve kalorilere bağlı olmadığını anlamaktır. Normalde herkesin size verdiği ilk tavsiye daha az yemek tüketin ve daha çok hareket edin olacaktır Bu yaklaşım ne yazık ki sanıldığı kadar etkili olmamaktadır. Bunun en büyük ispatı ise istatistiklere bakmaktan geçer. Dünya da Her sene 4,7 milyon insan obeziteden dolayı hayatını kaybetmekte. Ne yazık ki Şu an dünya nüfusunun %39 aşırı kilolu iken diğer bir yandan nüfusun %13 obezite ile mücadele etmektedir. Özellikle son senelerde her 5 çocuk ve adolesan olan bireylerden bir tanesi obezite ve obezite kaynaklı kronik hastalık ile sorun yaşamaktadır. Bu konuya o yüzden bütünsel bir bakış açısı ve daha dikkatli bir farkındalık ile yaklaşım sağlanmalıdır. Burada anlaşılması gereken önemli bir konu yediğimiz gıdalar dışında yani aldığımız kaloriler dışında başka faktörlerinde obeziteye katkı sağladığını anlamaktır. Özellikle her hafta kaç kilo vereceğinize odaklanmak yerine o hafta içinde hayatınızda yapacağınız olumlu değişikliklere odaklanarak uzun dönemli sağlığınızı korumuş olacaksınız geçici kısa sureli çareler denemek yerine her zaman hayatinizin bir parçası olabilecek değişimler çok daha önemlidir. Çünkü hiç bir bireyin bir günlük hayati bile bir başka günle aynı olamaz. Önemli olan hayat şartlarına ve çevrenize her koşulda adaptasyon sağlamaktır. Burada size önce kilo vermenizi engelleyebilecek bazı faktörler belirteceğim.
- Fazla gıda eksik besin! Yani buradaki yaklaşım fazla gıda tüketiyoruz ve yanlış gıdalar tüketiyoruz ama tüketilen gıdalar içerisinde yeterinde vitamin ve mineral bulunmadığından günlük aldığımız enerji aslında daha fazla olmaktadır. Aç olan hücrelerimiz her zaman daha fazla yemek yememize sebep olacaktır.
- Obezite bulaşıcıdır. Özellikle sosyal çevreniz ve ailenizin günlük hayatları ve yeme düzenleri sağlıksız ise yapılan çalışmalarda sizin de ailesel faktörlere bağlı %40 obezite olma şansınız var iken arkadaş çevrenizden dolay %70 sağlıksız olma ihtimalini ortaya çıkarıyor. O yüzden kiminle ve nasıl vakit geçirdiğinize çok dikkat ediniz.
- Çevresel toksinler, ağır metaller, kuf, pestisitker ve herbisitler günlük maruz kaldığımız bu zararlı kimyasallar ayrıca obezojen olarak bilinmekteler. Endokrin sistemi bozduklarından ve enflamasyonu arttırmalarından dolay bunlar bize dolaylı yoldan kilo almamıza katkı sağlar. Günlük insan neredeyse 80.000 değişik kimyasala maruz kalabilmektedir.
- Bağırsak floramız kilo alıp vermemizde büyük bir etkisi mevcuttur. Bağırsaklarımızda bulunan bakterilerin cinsi yani mikrobiyotamizi oluşturan bakteri florasi içinde hem faydalı hem de zararlı birçok canlı bulundurur. Bu canlıların bazıları ne yediğimizden bağımsız bize kilo aldırabilmektedir. Sağlıklı bir bağırsak florasinin oluşumu aslında anne karnından başlamakta ve günlük yaşantınıza göre sekil değiştirebilmektedir.
- Fazla yapılan ve düzensiz yapılan spor sonrasında sürdürülemeyen fiziksel aktiviteleri hayatınıza dâhil etmek ilk zamanda size fayda sağlasa da haftalık sürdürülebilir bir programınızın olmaması ilerde kilonuzu korumanızı zorlaştırır. Her zaman sporunuzun size uygun, sürdürülebilir, haftada belli bir seviyede eksiltmede ve sürekli koruyabileceğiniz bir rutin haline getirmek kas kütlenizi ve metabolizmanızı arttırmak adına en iyi secim olacaktır. Bir hafta yapılan ve bir hafta yapılmayan sporlar fayda yerine metabolizmanızı bozar ve sağlıklı beslenseniz bile sonuç görmenizi zorlaştırır.
- Hormonlarınızı dengede tutmak için tükettiğiniz gıdaları doğru seçmeniz önemli kalori yerine yediğiniz gıdaların aslında şekerinizi nasıl etkilediğiniz kontrol ederek ve özellikle insulininizi hızlıca yükselten gıdalardan uzak durarak daha rahat yağ yakımı sağlayabilirsiniz. Özellikle insulin direnciniz var ise yağ yakımı zorlaşmaktadır. Özellikle açlık insulinini kontrol ettirmeniz ve üç aylık kan şekeri seviyelerinizi HbA1c testi yaptırarak sonuca göre beslenme ve destek tedavi almanız önemlidir.
- Genetik olarak bizi obeziteye sürükleyebilecek vücudumuzda 32 çeşit gen bulunmaktadır. Fakat genetik olarak aslında obezite biz diğer faktörlere göre sadece %5 etkilemektedir. O yüzden genlerinizi suçlamadan önce hayat tarzınızı iyice gözden geçirmenizi tavsiye ederim.
- Stres aslında çoğu hastalığın altında yatan sebep olduğu gibi kilo almamıza da en büyük etkenlerden bir tanesi olarak değerlendirilmekte. Özellikle aşırı yorgun ve stresli iseniz yüksek karbonhidratlı gıdalardan uzak durmanız daha iyi bir secim olacaktır. Özellikle stresli iken vücudun sindirim ve üreme sistemi devre dışı bırakılıp, kortizol hormonu yükselişe geçer ve özellikle kronik stres durumlarında kas yekimi ve yağ alımı kaçınılmaz olur.
- Düzensiz saatlerde beslenme de ayni şekilde kilo kaybetmenizi zorlaştırır. Aralıklı oruç denemeyi düşünüyor iseniz yeme pencerenizi 8 ve 10 saat aralığında tutabilir bu pencereyi mutlaka sabah saatleri başlatmalı ve gece daha erken saatlerde bitirmeniz kilo kaybını sağlamak için daha doğru bir yöntemdir.
- Gizli şekerlerden kaçınmak, özellikle didarda tüketilen içecekler (kahve, milkshake, cay, smoothie) gibi içeceklerden uzak durmak, ayrıca dışarda çok fazla besin tüketiyor iseniz alınan gizli tuz soslar ve enflamatuvar olan ayçiçek yağı veya mısır özü yağına maruz kalıyorsunuz demektir bu kilo vermenizi zorlaştıracaktır.
- Her gece ayni saat de uyuyup ayni saat de uyanmak kilo kontrolünüz için yiyecekleriniz kadar önemli gece 22.30 ve sabah 6.30 de arası uyumak ideal uyku penceresi olarak değerlendirilmektedir. Her gece en az 7 saat kaliteli uyku uyumak kilo vermenizi kolaylaştırmaktadır.